gulbin sakka

gulbin sakka
@gulbinsakka
üniversite öğrencisi
kıbrıs
bolu
17 okur puanı
Ocak 2021 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
Reklam
Sana başkaları tarafından verilmiş olan benlik ölü bir varlıktır; ne büyüyebilir, ne de akabilir. Donmuş bir şeydir o! Ve o donmuş sey seni tutsak edecektir
Özünün en derininde tamamen tekbaşınasın. Kimse senin kendi başınalığının mabedine adım atmadı, asla atamaz da. Aşıklar bile birbirlerinin özlerine nüfuz edemez. Öz, her şeyin ötesinde kalır. Sadece ve sadece sen onu bilebilirsin.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
İnsan durmadan kendine bir benlik uydurmakla meşguldür, ama bu uydurulan, icat edilen benlik asla gerçek benlik olamaz. Uydurulanın bir gün gerçeğe dönüşme olasılığı hiç yoktur. Gerçek benliğin icat edilmesi değil keşfedilmesi gerekir.
Demek ki ortalama insan iyi bir zanaatkâr değildir, çünkü en önemli aletini, zihnini ve düşüncelerini kontrol edemez. Hayatı ulaşabileceği ve kavrayabileceğinin ötesinden gelen bir şeyi kabul etmek ve kullanmakla geçmiştir.
Reklam
İnsan hayatı ise bilerek ya da bilmeyerek birçok aldanmalarla devam eder.
Ama şuna oldukça inanıyorum ki anlayış gücünün sadece fazlalığı değil, kendisi bile hastalıktır.
Bir yıpranma, önceleri acı çektirmesine rağmen sonradan büyük bir haz vermeye başladı.
Duvarı yıkmaya gücüm yetmiyorsa kendimi parçalayacak değilim elbette. Ama önümde duvar var diye boyun eğmeyi de kabullenemem.
Reklam
Daha önce hiç böyle bir şey yapmamıştım. Yaralarımdan bahsettiğim takdirde onları daha da somutlaştıracağımı zannederdim, oysa tam tersi oluyor , göz yaşlarım sayesinde yaralarım kabuk bağlıyordu.
Geçmişi hatırlamayanlar onu bir kez daha yaşamak zorunda kalırlar.
Sayfa 23 - Epsilon YayınlarıKitabı okudu
Aşkına kefil olabilen yüreği ona kefil olamıyordu.
Sayfa 117Kitabı okudu
Kötülük ve yalan, insanlar için her zaman daha inandırıcıydı.
Zevk alan kişi akıcıdır, su gibi akar. Her deneyim ile o deneyimin ta kendisine dönüşür. Günbatımını izlerken günbatımı olur. Gecenin o güzel sessiz karanlığında geceye dönüşür. Sabahları da ışığa...
Bugünlerde modern zihniyette – özellikle yeni nesilde – çok yanlış bir düşünce oluşuyor, buna göre insan hep açık, hep sevecen olmalı. Bu bir tür işkence, yeni bir baskı çeşidi, yeni moda bir şiddet yöntemi. Buna hiç gerek yok. Sahici bir insan güvenebileceğin insandır. Kederliyse gerçekten üzgün olduğuna inanabilirsin; o gerçek bir insan. Kapalı ise buna da güvenebilirsin. Bu bir meditasyon yöntemidir – kendi başına kalmak istiyordur.
Reklam
Her yüz güzeldir. Her yüz farklı güzeldir. Her yüz ayrı bir yüzdür ve her yüz eşsizdir. Hatta kıyaslanamaz ve bir kıyas yapmak mümkün değildir. Eğer bunu kabullenirsen güzelleşirsin. Güzelliğin yolu kabullenmektir. Sen kendini inkar ve ret edersen o zaman sakat ve çirkin olursun. Bu da tam bir fasit dairedir.
Sen sebepsiz mutlu olmanın delilik olarak görüldüğü çılgın bir toplumda yetiştirildin. Hiçbir neden yokken gülümsüyorsan insanlar kafadan çatlak olduğunu düşünürler – Neden gülümsüyorsun? Neden o kadar mutlusun? "Bilmem, sadece mutluyum işte" dersen, cevabın onların sende bir tuhaflık olduğuna dair inançlarını pekiştirir. Ama eğer mutsuzsan kimse sana niye mutsuz olduğunu sormaz. Mutsuz olmak doğaldır; herkes öyle zaten.
Tek görevin mutlu olmak. Mutlu olmayı ibadet haline getir. Mutlu değilsen her ne yapıyorsan orada bir terslik var ve ciddi bir değişime ihtiyaç duyuluyor demektir. Bırak mutluluk belirleyici olsun.
Osho'nun konuşmalarında çoğu kez değindiği gibi, bilincimizin ince katmanı (aklın bir şeyi entelektüel düzeyde anlayan kısmı) gerçekliğimizin sadece onda biridir. Bilinçaltı katmanları çok daha geniştir ve onlarla temas halinde değilsek etkileri çok daha güçlü olur.
Seven insan tanrırının, tanrı da onun içindedir. Çünkü Tanrı sevgidir.