"Umuttan kurtuluş özgürlüktür." diyen Unica Zürn, bir şizofreni hastasıydı. Otobiyografik ögeler taşıyan bu romanında gençlik yılları, çocukluk anıları ve hayatının son dönemine kadar iç dünyasında taşıdığı travmatik izleri etkileyici kalemiyle okurla buluşturmuş. Karmaşık ve özgür bir zihne sahip olan yazar, çektiği acıları ve intiharına kadar olan süreci yer yer kurguyla birleştirerek aktarıyor. Açıkçası ben çok etkilendim. Bu kitabın psikolojik bir anlatı olarak da tanımlanabileceğini düşünüyorum.
Aynı zamanda ressam ve illüstratör de olan Zürn, sadece yazdıklarıyla değil sanat yaşamıyla da ilgi uyandırıyor. Yazarın hayatında Hans Bellmer, Andre Breton, Henri Michaux gibi isimlerin yeri oldukça büyük. Bu isimlerle kurduğu yakın ilişkiler sadece sanatına değil, kalemine de yansımış. Çünkü metnin çoğu yerinde sürreal bir anlatım tercih etmiş.
Sarsıcı, sağlam, özgür bir kitap oldu benim gözümde. İyi okumalar diliyorum.