Gülçin Özbek Kuyumcu

Gülçin Özbek Kuyumcu
@gulcin_ozbek
Aklındaki hikâyelerde kaybolmuş, bulutların üzerinde bir yerde kendi hâlinde bir yazan...
Bu umudu kalbinin o kadar derinlerine gizleyecek ki tek başına bir alev gibi olacak, karanlıkta yanacak, diğer korlar sönse bile yanmaya devam edecek. Nefret olacak. Savaş olacak. Bu ülke kendini paramparça edene dek savaşacak. Halkını aç bırakacak, topraklarını yerle bir edecek, nefesini zehirleyecek. Şanghay yıkılacak, parçalanacak ve ağlayacak ama her şeyin yanı sıra sevginin de olması gerek. Sonsuz, ölmeyen, kalıcı bir sevgi. İntikamı, dehşeti ve savaşı yakıp yıkması gerek. İnsan kalbini körükleyen her şeyi yakıp kora dönüştürmesi, sert kasları ve dayanıklı sinirleri kaplayan her şeyi yakması gerek. Derinlere inmesi ve altta yatan her şeyi yakalaması gerek. Diğer her şey yok olduktan sonra ayakta kalan tek şey sevgidir.
Sayfa 564Kitabı okudu
Reklam
"Bir nedeni olmalı," dedi Juliette, öfkeyle dolan gözlerini silerken. "Kan davası geçen yüzyıldan beri tüm şiddetiyle devam ediyor. Ne için savaşıyoruz? Esas sorunu bilmiyorsak neden kısır bir döngü içinde birbirimizi öldürüyoruz? Kimse nedenini anlamadığı hâlde neden Montagovlarla düşman olmaya devam ediyoruz?" Ama tüm nefretin kaynağı bu değil miydi? Bu yüzden bu kadar korkunç değil miydi? Asla bir neden olmamıştı. Asla iyi bir neden değildi. Asla adil bir neden değildi. "Bazen," dedi Leydi Cai. "Nefretin beslenebileceği bir anı yoktur. Kendini besleyebilecek kadar güçlenmiştir ve biz buna karşı koymadığımız sürece bizi rahatsız etmez. Bizi zayıf düşürmez. Ne dediğimi anlıyor musun?" Elbette anlıyordu. Nefrete karşı koymak, yaşam tarzlarını bozan bir şeydi. Nefrete karşı koymak, isimlerini ve miraslarını reddetmeleri anlamına gelirdi.
Sayfa 522Kitabı okudu
Muazzam bir yemindi bu. Bu hayatta düşman olarak dünyaya gelmişlerdi. Bu hayatta bir nehri dolduracak, bir vadi oluşturacak kadar çok kan girmişti aralarına. Belki de bir sonraki hayatlarında huzurlu olabilirlerdi.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"... Ölümün bile bizi ayıramayacağı kadar seni seveceğime ve koruyacağıma yemin ederim. Bu hayatta ve sonrakinde, ruhlarımız var olduğu sürece ruhum senin ruhunu bulacak. Sana bu yemini ediyorum." Juliette elini kapattı. İplik gerçekten de bir yüzük gibiydi; herhangi bir metalden yapılmış gibi ağırdı. Bu yeminler de bir rahibin ya da davetlilerin önünde edilmiş kadar geçerliydi. Bunların hiçbirine ihtiyaçları yoktu. Her zaman ikiz ruhlar olmuşlar, onları yutup yok etmek isteyen bir şehirde birbirlerini anlayan tek kişiler olmuşlardı ve artık birleşmişler, birlikte daha güçlü olmuşlardı. "Ölümün bile bizi ayıramayacağı kadar," diye tekrarladı Juliette kararlılıkla.
Sayfa 467Kitabı okudu
"Sevgi en büyük sihirdir. Diğer her şey bir yana, bunu aklında tut. Nereye gidersen git, sana daima rehberlik edecektir." Ellerini indirip geri çekildi. "Şimdi git, bambina. Cesur davran. Kalbin, karanlığı fethedecek. Buna güven."
Sayfa 316Kitabı okudu
Reklam
Reklam