Kendini nasıl sevdirdin bana ? Martin güldü.”Bilmem,”dedi.”Sanırım seni severek başardım bunu,çünkü seni o kadar sevdim ki ,senin gibi yaşayan ,nefes alan bir kadının yüreği şöyle dursun ,bu aşkın şiddeti taştan bir kalbi bile eritirdi .”Ruth, aniden “Aşkın böyle bir şey olduğunu hiç düşünmezdim ,”dedi”Sandığımdan farklıymış .”
Sayfa 229Kitabı okudu
Helena hüzünle güldü. “Doğru şeyi yaptığımıza çok eminsin sanıyordum,” dedi. Siegmund irkildi. “Kendi içimde eminim. Ama dünyanın önünde…” “Kendi içinde emin olman yetmez mi?”
Sayfa 100
Reklam
"Yanıldığını sen de biliyorsun." Kralın sesindeki melankoli, Serilda'yı söylediklerinden daha çok ürküttü. "Hangi konuda?" dedi parlayarak, öfkesini bu kadar çabuk belli etmek istemiyordu. Kral güldü. "İstediğine inanabilirsin ama ben sevmenin nasıl bir şey olduğunu ve o sevgi kaybedildiğinde nasıl hissedildiğini biliyorum."
Şilka güldü. Başhâkimin yüzüne keskin keskin baktıktan sonra tok bir sesle cevap verdi: - Eski kıralların saraylarında bile senin kadar gülünç bir dalkavuk bulunamazdı. Bana vatan haini diyen sen kimsin? Baban Lidyalı bir lâğımcı, anan Mısırlı bir esirdi. Ananın anası da Amurru'dan gelmiş bir fahişe idi. Yüzde yüz yabancı bir adam olduğun hâlde benim gibi su katılmamış bir Hatti'ye vatan haini diyorsun. Hangi vatanın haini? Lidya'nın mı? Mısır'ın mı? Amurru'nun mu? Bu vatanın sahibi benim! Sen burada sığıntı olduğun hâlde bana vatan haini diyorsun. Sen vatanın ne olduğunu biliyor musun? Vatan suçlulardan alınan rüşvet değildir. Vatan ataların kılıcıyla alınan ve kanla korunan topraklardır. Senin atalarından bu toprak için ölmüş kimse var mı? Ben sana cevap vermeye mecbur değilim. Beni sorguya çekmek için Hatti kanı taşıyan bir hâkim gelsin.
Sayfa 46 - Dalkavuklar Gecesi, 6- KurultayKitabı okuyor
"Ne yaptın da âşık ettin beni kendine?” “Bilmem,” diye güldü genç, “sadece sevdim seni. O kadar çok sevdim ki bırak senin gibi bir kadının kalbini, taşı bile eritmeye yeterdi aşkım.”
Sayfa 207 - Türkiye iş bankası kültür yayınlarıKitabı okudu
Herkesten çok güldü. Belli ki acı çekiyor.
Reklam
sidramm
"Vampir mi?" Gözlerimi devirdim. "Şeytanın arkadaş grubundan ne bekliyordum ki?" Vampir dik dik bakarken Daren güldü. Belli ki vampirlerin mizah anlayışı yoktu. Daren beni daha yakına çekti. "Nova," dedi. "En eski dostlarımdan biriyle tanış. Sidra Dekalton."
Bu yaratık, çocukluk nedir bilmedi. Başka diyarlardaki çocukların gülüp oynamaktan başka bir şey yapmadıkları mutlu çağda, bu, yirmi yaşında bir delikanlının güç dayanacağı bütün ağır işleri görüyordu. Yük taşıyordu. Çapa çapalıyordu. Diğer taraftan sıtma, küçük böğrünü zehirli tırnaklarıyla oyuyordu. Acaba, doğduğu günden beri, bir defa olsun, hiçbir şeye güldü mü?
"Bana bir sırrını söyle," dedim. "Ya da iç." "Bugün kıçına baktığımı söylerken yanılıyordun," dedi. Lokmam neredeyse boğazımda kalıyordu. "Her zaman bakıyorum," diye dişlerini göstere göstere güldü.
Bazıları da, sadece geçmişimi düşünmek için gecekonduya çekildiğimi söylüyorlar." "Kimler?" Hikmet güldü: "İçimdeki bazıları. Kimseyle görüştüğüm yok." Önüne baktı: "Belki de birilerine, bir şeyler anlatmak isterdim. Belki de ayrıldığımdan beri, sekiz ay... yirmiiki günden beri, ilk defa ben de bir şeyler söylemek ihtiyacındayım.
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.