Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Göklerin yüzü güldü mü Dünyaya geldiğin zaman? Azgın sular duruldu mu Dünyaya geldiğin zaman? Güneşler gibi tek miydin? Ay ışığından ak mıydın? Böyle nazlı çiçek miydin? Dünyaya geldiğin zaman? Yıldızlar halin sordu mu? Bulutlar selam durdu mu? Yerlerin kalbi vurdu mu Dünyaya geldiğin zaman?
"Pardon," dedim, "Dışarıda neden kimse yok? Saat de çok geç değil ama... Trafik olması gerekmez miydi?" Taksici güldü. "Abla sen ne diyorsun ya?" dedi, "Sizin yarışma öyle bir reyting yaptı ki siz eve erken ulaşın trafiğe kalmayın diye millet arabayla sokağa çıkmadı bugün!" Kendimi şok içinde geri çektim. Bu şaka olmalıydı. "Bu şaka değil, değil mi?" diye sordum merakla. Adam bir kez daha güldü "Sağa baksana abla,'' dedi, "Camlardaki insanlar sizi izliyor."
Reklam
herkes böyle der..
Hiçbir şey bir daha eskisi gibi olmayacakmış gibi geliyor. Herhalde geçer. Öyle derler." Acı acı güldü. "Zaman her şeyin ilacı derler, değil mi? Herkes filozof olmuş."
Sayfa 156 - SiaKitabı okudu
Yirmi yıl daha yatalak olsa yirmi yıl daha bakardım babacığıma diye mırıldandı. Emin misin ? dedi Tanrısı. Yakalandığını hissetti güldü .Tanrısı hep yakalardı onu tanrısına karşı dürüst oldu...
Üçüncü Şahsın Şiiri
akşamlar bir roman gibi biterdi jezabel kan içinde yatardı limandan bir gemi giderdi sen kalkıp ona giderdin benzin mum gibi giderdin sabaha kadar kalırdın hayırsızın biriydi fikrimce güldü mü cenazeye benzerdi hele seni kollarına aldı mı felâketim olurdu ağlardım
Attila İlhan
Attila İlhan
Üçüncü Şahsın Şiiri
gözlerin gözlerime değince felaketim olurdu ağlardım beni sevmiyordun bilirdim bir sevdiğin vardı duyardım çöp gibi bir oğlan ipince hayırsızın biriydi fikrimce ne vakit karşımda görsem öldüreceğimden korkardım
Sayfa 22 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Yandan Çarklı
Karnı burnunda hanımını işaret ederek. “Hâlâ yeni yeni canlar peşindesiniz,” dedim. Baktı, gördü. güldü. “Ne yapayım?” “Bilmem ama, tedbirli davranamaz mısınız” Gene adeta şahlandı: “Yani ne yapmalıyım?” Düşürmek gibi, hamile bırakmamak gibi…” “Allah’ın binasını yıkamam!” dedi. “Yıkamam. Çünkü, isterse milyonların olsun, vermediğine vermiyor.
Sayfa 72 - Barış Yayınları, 1. Baskı (1966)Kitabı okudu
Tazecik bir güldü o. Koparıp ellerine aldılar. Saklamaya hiç niyeti olmayanlar.
... Vinsent kəndçiyə nəyin məzəli gəldiyini ayırd etməyi qərara aldı. Sizcə ağac şəkli çəkmək gülməlidir? -- o, nəzakətlə soruşdu. Meşəqıran cavabında yenə də ucadan qəhqəhə çəkib güldü və dedi: - Aydın məsələdir ki, gülməlidir. Sən yəqin ki, axmaq adamsan. Vinsent bir dəqiqəliyə fikrə getdi və xəbər aldı: - Ağac əksəydim necə, axmaq olardımmı? Kəndlinin üzü dərhal ciddiləşdi. - Yox, əlbəttə, yox. - Bəs mən bu ağaca qulluq etsəydim necə, axmaq sayılardımmı? - Aydın məsələdir, yox. - Ağacın barını yığsaydım necə? - Sən sadəcə mənə gülürsən, hə? - Yaxşı, mən də hamı kimi buradakı ağacları kəsib böyrü üsta yıxsaydım necə, mənə axmaq deyərdilərmi? - Niyə ki, ağacı kəsərlər də. - Deməli, əkmək olar, ona qulluq etmək olar, hətta qırmaq da olar. ancaq onların şəklini çəkmək axmaqlıq sayılır. Bu ədalətdirmi? Kəndli yenə qımışdı: - Əlbəttə, vaxtını boş şeylərə sərf edən adam axmaq deyil, bəs nədir? Hamı da deyir, sən səfehsən.
Sayfa 112Kitabı okudu
Farklıydık işte, Ben gülüşüne öldüm o ölüşüme güldü :)
Reklam
Bu sözler Faythe'i düşündürdü. "Kaç yaşındasın?" diye sordu. Nik burnundan soluyarak güldü. "Yaşlıyım. En azından senin türüne göre öyleyim, kendi türüm içinse epey genç sayılabilirim." Faythe gözlerini devirdi. Nik doğrudan cevap vermekten kaçınıyordu. İnsan zamanına göre yirmi beşinden büyük olamazdı. Nik onu inceleyerek, "Sen en az on yedi görünüyorsun." dedi. Faythe dudak büktü. "On dokuz yaşındayım, tamam mı?" Nik'e sertçe baksa da dudaklarının kenarı haylaz bir sırıtışla kıvrıldı. Düzgün bir yemek yeme imkânı bulamadan geçirilen günler nedeniyle gelişmeyen vücudunun onu yaşından küçük gösterdiğini tahmin ediyordu. Çünkü neredeyse yirmisine basacaktı. Nik haykırarak güldü. "Ben neredeyse üç yüz yaşındayım." diye itiraf etti en sonunda. "Savaş başladığında burada değildim ama büyük savaşlar esnasında buradaydım."
"Tanrıçalar kızgın,"dedi "İntikam istiyorlar." "Belki de onlara intikamlarını vermem gerekiyordur." Yeniden güldü. gizemli,gölgeli bir gülümsemeydi bu. "Onlar geri geldiğinde,Tanrı hepinizi korusun." "Gökyüzü değil, Tanrı dedin. Hepimizi değil, hepinizi dedin." insanlar Bir Tanrı'ya inanıyorlar. Alfinler gökyüzüne. Ben ise Nova, sadece kendime inanırım.
Sayfa 195Kitabı okudu
Acaba, doğduğu günden beri, bir defa olsun, hiçbir şeye güldü mü?
520 syf.
10/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Mustafa Kemal
Mustafa Kemal
Yılmaz Özdil
Yılmaz Özdil
Yılmaz Özdil’in sohbet tadındaki kalemini zaten çok severim. Bu kitapla ilgili ise ne yazsam eksik kalacak, nasıl anlatabilirim ki duygularımı… Bir kadın olarak bugün okumuşsam, bir meslek sahibi olabilmişsem, kendi paramı kazanıp ayaklarımın üstünde özgürce sapasağlam durabiliyorsam sana borçluyum Atam! Kitapta yer alan anıların bazılarını önceden okumuştum, bazılarını ilk kez okudum; yer yer yüzüm güldü, yer yer burnumun direği sızladı, gözlerim doldu.. Zekasına, duruşuna, kişiliğine, duygularına, düşüncelerine tekrar tekrar hayran kaldım. Tüm dünyanın hayranlığını ve saygısını kazanmış böyle bir dehanın kurduğu ülkenin vatandaşı olmaktan, Mustafa Kemal’in izinde yürümekten, bu yolda evlatlar yetiştirmekten gurur duyuyorum! Ne mutlu seni anlayabilene!
Mustafa Kemal
Mustafa KemalYılmaz Özdil · Kırmızı Kedi Yayınevi · 201814bin okunma
O bana baktı Ben ona baktım O güldü Ben güldüm O gitti Ben kaldım -Roman-
Ümit Yaşar Oğuzcan
Ümit Yaşar Oğuzcan
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.