Hançeri elinde evirip çeviriyordu. Bir kaç kere: "Bir kalbe gireceğim" diye tekrarladı. Sonra derin bir kederi cebri bir istihza içinde eritmeğe çalışarak:
- Zavallı hançer, dedi. Sen de, ben de bir kalbe giremedik.
Üstünde İtalyanca bir cümle hakkedilmişti:Entrero in un cuore!
- Manası nedir biliyor musun? "Bir kalbe gireceğim!" demek.
- Ah, bir hançere en yakışan iddia.
- Ve bu, senin kalbin.
Böylesine basit duyguları dile getirmek için en ufak bir sözcük ona binlerce acıya patlıyordu... “Ah doktor” diyordu, “kendimi dile getirmeyi nasıl da öğrenmek isterdim!"