Gül Hilal

Duygusal Açıdan Erişilmez Anne
Bu süreci anlamanın anahtarı, travmanın mantığında yatar. Travmatik deneyimler, insanları gerektiği gibi duygusal bağlar oluşturmaktan aciz hale getirebilir, öyle ya da böyle ilişki kurabilirler ama bağ oluşturamazlar. Böyle bir kişi ebeveyn olduğunda, benliğinden bölünüp aynılmış travmatik duygulanıyla herhangi bir yüzleşme yaşamaktan kendini koruma ihtiyacı, onu kendi çocuklarına karşı sevgi duymaktan aciz kılar. Kendi travmasinin neden olduğu hissizleşmenin bir sonucu olarak çocuğuna karşı her hangi bir olumlu duygu hissedemez. Bir çocukla annesi arasında ki gerekli derin bağlantı, tıpkı bir anahtarın kilide uymaması gibi, "yerine oturmaz". Başka bir metaforla ifade etmek gerekirse, çocuğun kendi duygusal ipini bağlayabileceği duvarın üzerinde hiçbir kanca yoktur. Bu duvar dümdüz ve kaygandır.
Sayfa 176Kitabı okudu
Reklam
Sezar'ın Hakkını Sezar'a...
Matta İncil'inin 22. bölümünde de incelediğimiz konuya yorumlabilecek bir hikâye anlatılır. Hz. İsa, insanlara Tanrı'nın Krallığından bahsederken, Ferisiler onun yanına gelir. Bunlar, bir Yahudi tarikatıdır ve Hz. İsa'yı tuzağa düşürmek istemektedirler. Yaptıkları plana göre; ona bir soru soracaklar ve sözde onu zor duruma sokacaklardır: "Kutsal Yasa'ya göre Sezar'a vergi vermeli miyiz?" Hz. İsa "hayır" derse, Romalılar onu, halkı isyana teşvik ettiği için tutuklayacaktır. "evet" derse, onu dinleyen cemaat, Pagan bir devlete vergi verilmesini onayladığı için ondan uzaklaşacaktır. Ferisilerin yaptığı plan budur. Hz. İsa'ya bu soruyu sorarlar. Aldıkları cevap beklemedikleri türdendir. Hz. İsa, "Ey ikiyüzlüler! Beni neden deniyorsunuz? Vergi öderken kullandığınız parayı gösterin bana!" der. Onlar da bir Roma dinari gösterirler. (Matta İncili, bu paranın hangi madenden yapıldığını söylemez ama Thomas İncil'inin 100. Bölümünde, bunun bir altın para olduğu söylenir.) Sonra Hz. İsa "bu resim, bu yazı kimin?" diye sorar. Onlar da "Sezar'ın" derler. Sonra Hz. İsa, o meşhur cümleyi kurar: "Öyleyse Sezar'ın hakkını Sezar'a, Tanrı'nın hakkını Tanrı'ya verin!"
Sayfa 118Kitabı okudu
Riba
Hz. İsa'nın yaşadığı dönemde, Kudüs'teki Süleyman Mabedi'nin avlusunda, faizle borç veren din adamlarının tezgâhları vardı. İncil'de anlatılan bir hikayeye göre İsa Kudüs'e girdiğinde ilk işi Mabed'e gidip oradaki faizci simsarların tezgahlarını devirmek ve onları kovmak olmuştu. Böylece Yahudi din adam ları Hz. İsa'yı yok etmek için yollar aramaya başladılar. Tıpkı Kureyş müşriklerinin faizin yasak olduğunu söyleyerek, kölelik sistemine çomak sokan Hz. Muhammed'i öldürmek istemeleri gibi.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Çiftçi Tutumu
Benim takip ettiğim model şu; çocuğu geliştirmeyin, çocuğa geliştirme tavrı içinde bakmayın, sadece gelişime olanak sağlayan ortam sağlayın. "Çiftçi tutumu" diyorum ben buna. Diyorum ki, "Çiftçi ağaç yetiştirmez, ağacın yetişmesi için ortam hazırlar. Yetişme işini ağaç yapar, zeytinse zeytin olur, bademse badem olur, findiksa fındık olur. Yani "Sen fındık olacaksın" diyemez çiftçi. Öyle bir gücü yok. Biz ana-babalar bu hatayı yapıyoruz. Çiftçiligin genel kuralları vardır; topragına iyi bak, sula, gübrele, etrafta otlar motlar çıktığı zaman temizle, hastalıklar geldiği zaman ilgilen. Bunların hepsini içeren bir gelişim felsefesi var. Onun için, çocuğu gözleyip, kendisini ifade edebilmesi olanağı ve hareket edebilme mekânı yetiyor zaten.
Sayfa 301Kitabı okudu
Kentsel dönüştürebildiklerimizden misiniz?
Bağcılar'daki tecavüzle Bağdat Caddesi'ndeki tecavüze tepkimiz bir olur mu? Maalesef olmuyor çünkü başka türlü bir kentsel dönüşümün dibine vuruluyor.
Reklam
Reklam
59 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.