Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gül Hilal

Boğaz'dan geçen gemilere engel olmasin diye İstanbul'un saçlarını toplayan beyaz bir tokadir Kız Kulesi
Reklam
Alin korteksi, beynin duygusal hatıraları sakladığı yerdir. İster fiziksel ister psikolojik uyaranları, bebekliğe dek uzanabilen geçmiş deneyimler ışığında yorumlar. Beynin bu kısmında aktivasyon oluşması, duygusal öneme sahip bir olayın vuku buluyor olduğu anlamına gelir. Kronik stres yaşayan insanlarda alın korteksi ve bununla bağlantılı yapılar, tehlikeye karşi tetikte, aşırı uyanık bir halde kalır. Alın korteksi aktivasyonu kişinin bilinçli bir kararı değildir; daha ziyade, uzun zaman önce programlanmış sinir yollarının otomatik biçimde tetiklenmesi sonucunda meydana gelir. Not: Ablanın alnıyla da geniş diye alay edilmez.
Berkay Dursun
Berkay Dursun
Sayfa 200Kitabı okudu
"Jem," dedim, "melez çocuk ne demek?" "Yarı beyaz yarı siyah demek. Onları gördün, Scout. Bakkal çıraklığı yapan o kıvırcık kızıl saçlı oğlanı biliyorsun. Yarı beyazdir o. Durumları gerçekten acıklı." "Acıklı mı, neden?" "Hiçbir yere ait değiller. Siyahlar onları istemez çünkü yarı beyazlar; beyazlar onları istemez çünkü yarı siyahlar, arada kaliyorlar, hiçbir yere ait olmadan. Ama Bay Dolphus, dediklerine göre, kendi çocuklarından ikisini kuzeye göndermiş.Orada insanlar böyle şeylere aldırmıyor.
Sayfa 204Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Zaferden değil, seferden sorumluydu İlmiye, bunu ona babası öğretmişti.
Sayfa 182Kitabı okudu
Gerçeği bilemezsiniz, çünkü neyi bilip bilemeyeceğinize gerçekler değil, birileri karar veriyor. Tarihi yazanlar sizin geçmişinizi bile istedikleri gibi yazıyorlar.
Sayfa 173Kitabı okudu
Reklam
— Eğer teklifimi kabul etmezsen yarından itibaren bütün basında aleyhine kampanya açarım. — Yani... — Yanisi «Eşeğin karnında hiç bir şey olmadığı anlaşıldı» diye bir manşet atmam kâfi. Hayatın söner. — Yani açıkça şantaj ha? — Ne dersen de. — Hep böyle mi yürütüyorsunuz işlerinizi? — Sayılır, isteklerimi kabul etmeyen birini dilime doladım mı hayatı kaydı demektir. — Bunun adı gazetecilik mi oluyor?
Mesela tohumlarını ne zaman ekmesi gerektiğini bilmek isteyen çiftçinin, ziggurat denen tapınaklarda oturan astronom-rahiplerin ürettikleri astronomik verilere ve bu verilerden türettikleri takvimlere ihtiyacı vardı. Hasadını toplayan çiftçi bu sefer bunu satmak zorundaydı. Bu satma işi tartmadan paketlemeye, paketlemeden nakliyeye ve nakliyeden muhasebeye kadar çok geniş bir işler tayfi sunmuştu ona. Tüm bunları bir kişinin kafasında tutması mümkün değildi. Hele bir yerden diğerine gönderilen malların karışmaması için, sandıkların, bohçaların, çuvalların vs. bir şekilde etiketlenmesi gerekiyordu. Bu etiketleme işi için, nakliyecilerin aklına ilk kez nakledilen malın resmini çizmek gelmiş olmalıdır. Buğday naklediliyorsa mesela bir buğday başağının resmi çiziliyordu ambalajın üstüne. Daha sonra çuvalları mühürlemek ihtiyacı doğunca mühürler üzerine muhtelif resimler çizilmeye başlandı. İlk logogramların , yani bir kelimeyi resmederek yazı yazmanın, ilk adimlarının bu şekilde atildiği sanılmaktadır.
Sayfa 199
Ellili yillarda, Marshall Planı nın yardımları sayesinde de, tarımı modernleştirme politikası uygulanmaya başlandığında, iş arayan binlerce kişi kırsal kesimlerden büyük şehirlere, özellikle de İstanbul'a doğru göç etmeye başlar.
De-presyon ne midir? Eks-presyonun ( yani ifadenin) tersidir.
Sayfa 230Kitabı okudu
Çocuklar kendi başlarının çaresine bakamazlar ihtiyaç duydukları yetişkinler kendi çocukluklarının esiri olup onlarla ilgilenemediklerinde şaşkına dönerler Hayatta kalmak kendini kabul ettirmek ve sevdirmek için bu küçücük çocuklar kendileriyle ilgilenen kişilerin istedikleri davranışlarıgöstermeye başlarlar. Kimse onlara bakmaya gelmiyorsa ağlamamayı öğrenirler, hatta meme emerken bunun annelerini korkuttuğunu hissettiklerinde daha yavaş emmeye çalışırlar. Kendi duygularını, ihtiyaçlarını bastırır, "uslu" olmaya ve anne babalarını gururlandırmaya çalışırlar Ama bunu yaparken kendi duygularını siler, kendilerine güvenmez ve dış dünyayı düşman olarak görmeye başlarlar.
Reklam
Anne ya da baba kendi duygularını tanımadığında onları çocuğuna yansıtma ihtimali çok yüksektir.
Bir yerde okudum, çocuklar aynı masal kitabını elli kez okuturlarmış ana babalarına. Bu davranışlarının sebebi dünyanın tutarlı, güvenilir bir yer olduğunu görme isteği imiş. Bilgilerin akşamdan sabaha değişmediğini görmek için, belki de anne babalarının yalan söylemediğini görmek için, ezberledikleri halde aynı kitabı tekrar tekrar okuturlarmış. O halde biz çocuğa yalan söylediğimiz zaman, 'Bu dünya güvenilir bir yer değil', mesajinı vermiş oluyoruz. Güvenmeyeceksin, babana güvenmeyeceksin, annene, komşulara, 'Bu mala zam yok' diyen, Devalüasyon yok' diyen yetkililere güvenmeyeceksin, Türk Lirasına güvenmeyeceksin, döviz alacaksın, hatta bankaya da güvenmeyeceksin, dövizini evinde saklayacaksın. Bu kadar güvenilmez ortam, üçkağıtçı yaratır, gemisini yürüten kaptan üretir.
Sayfa 115Kitabı okudu
"Geleceğini korumayan bir ülke geçmişini de koruyamaz. Sadece geçmişe saygısı olduğunu iddia eder. Bugün ormanı koruyamayan toplum, eski ağaçlardan yapılmış kâğıtlara tek tek kamış kalemle yazılan kitapları da koruyamıyor işte. Ormanlarımızı gerçekten koruma altına aldığımız gün, yazma eserleri de koruyacağız. Her ikisi de hâlâ kalmışsa eğer."
Sayfa 101Kitabı okudu
Kandırmak kanına işlemiştir insanın. Dünyadaki ilk reklam filmini duydun mu? Solgun hasta bir çocuk görünüyor ilk sahnede, doktoru 'Şu marka yulaf ezmesi yemeli' diyor. İkinci sahne aylar sonrasını gösteriyor, çocuk şişmanlamış ve bir kâse yulaf ezmesini iştahla kâşıklıyor. Bu filmde iki yalan varmiş: Birincisi, biri zayıf diğeri şişman iki ayrı çocuk kullanılmış. Ikincisi, ikinci çocuk yulaf ezmesini yememiş, elindeki kâseye sevdiği bir tatlıdan koymuşlar. İşte böyle, o günden bu güne dünya siyasetini özetlemiş bu film bilmeden. Sana medeniyet getirdiğini söyleyen işgalcin, önce mideni satın alır senin. Ruhunu kurtarmaya çalışırken mideni verirsin.
İnsan ne de olsa daima biraz kabahatlidir
59 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.