Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gülin Oral

“Sessizliğin dahi / anlatacak öyküsü vardır.” -JACQUELİNE WOODSON Tümüyle yalnız olmanın en kötü yanı, herkesin sizi kendi başınıza bırakmasını dilediğiniz onca zamanı düşünmek. Sonra bırakıveriyorlar ve kendi başınıza kalıyorsunuz ve başınız hiç iyi bir yaren değil.
Sayfa 201Kitabı okudu
Reklam
Hassas olmak, kullanılmaya davetiye çıkarır.
Sayfa 121Kitabı okudu
O: Ve asıl olay, birisini kaybettiğinde eninde sonunda herkesi kaybedeceğini fark ediyorsun. Ben: Doğru. Ve bunu fark edince bir daha unutamıyorsun.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
312 syf.
·
Puan vermedi
·
21 günde okudu
Kaplumbağa Kabuğunda Dünya
Kaplumbağa Kabuğunda DünyaJohn Green
7.4/10 · 1.444 okunma
“Ben bakarım kendime. Ne kadar yalnız ne kadar ahbapsız ne kadar dayanıksız olursam kendime o kadar saygı duyacağım.” -CHARLOTTE BRONTE Sonunda yürümek güçleşince suları çekilmiş nehre bakan bir banka oturduk ve bana güzelliğin esasen ilgide yattığını söyledi. Dedi ki, “Nehir güzel çünkü ona bakıyorsun.”
Reklam
Belki sizde sevmişsinizdir. Yani gerçek sevgiden bahsediyorum, anneannemin Havari Pavlus’un Korintliler’e İlk Mektubu’ndan alıntı yaparak açıkladığı türde sevgiden… lütufla muamele eden, haset etmeyen; övünmeyen, kibirlenmeyen; her şeye katlanan, her şeye inanan ve her şeye sabreden.
Size herkes bakabilirdi. Asıl nadir olan, sizinle aynı dünyayı gören birini bulmaktı.
Kendinizi ressam zannediyordunuz fakat aslında tuvaldiniz.
303 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
Maus
MausArt Spiegelman
9.1/10 · 681 okunma
%23 (21/88)
Yaşlı Adam ve Deniz
Yaşlı Adam ve DenizErnest Hemingway
7.8/10 · 32,2bin okunma
Reklam
Marianne, dedi, hiç inançlı biri değilim ama bazen Tanrı’nın seni benim için yarattığını düşünüyorum.
Sayfa 117Kitabı okudu
- Kötü bir anne mi olurdum sence? - Hayır, tabii ki harika olurdun. El attığın her şeyi harika yapıyorsun.
Sayfa 106Kitabı okudu
Onunla birlikte olmanın yalnızlığına iyi geleceğini düşünmüştü ama birliktelikleri yalnızlığını sanki içine ekili, öldürmesi imkansız inatçı bir şey haline getirmişti.
Ama o zamanlar böyleydi dünyaları. Günlük hayatlarında duygularını öyle dikkatle bastırıyorlar, öyle daraldıkça daralan alanlara sıkıştırıyorlardı ki sonunda en ufak bir olay bile delirtici, korkutucu bir önem kazanıyordu.
Sayfa 211Kitabı okudu
Geldiğinde Marianne’i giriş salonunda görmüştü. Dini bir sanat eseri gibi görünüyordu. Marianne’e bakmak, uyardıklarından çok daha acı veriyordu Connell’a; korkunç bir şey yapası geliyordu, kendini ateşe vermek ya da arabasını bir ağaca çarpmak gibi. Ne zaman içine kasvet çökse kendine aşırı zarar verdiği durumlar hayal ederdi. Yaşadığından çok daha ağır ve mutlak bir acıyı hayal etmek yatıştırırdı onu, belki de gerektirdiği düşünsel enerjiyi sarf etmek ya da gömüldüğü düşüncelerden kopmak iyi gelirdi; ama sonrasında kendini çok daha kötü hissederdi.
Sayfa 131Kitabı okudu
266 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.