Başlıklar arasında görünce heyecanlandım. Filistin deyince heyecanlanmayan bizden değildir.
Kalp ritmi bozulmayan, ölümü hemen istemeyen, yumruğunu sıkmayan, geçerim her şeyden demeyen bizden değil...
Siz kimsiniz derlerse?
Zaten günahlarla boğulmuş, Hakk'ı razı edememenin ızdırabına düşmüş, sonlu olan ne varsa gönül vermiş, çiçekleri ezmiş, bahara aldanmışların gönül penceresidir Filistin.
Sisli ve puslu gönüle açılan pencere. İçeri giren ferah huzur verici maneviyat...
Tam da uğurda can alıp can vermelik bir dava.
Senin adına Filistin demişler ama anlamın galiba acı demek.
Seninle olanlara değil, seni sevenlere bile hüzün verişin. O sarsıcı sevginin de bir parçası olsa gerek.
Seni sevmek, ya uğrunda ölmeyi gerektirir ya da ızdıraplı bir sevgiyi. Başka yol bırakmazsın sen seni sevenlere.
Keşke bahçende vurulup, secdeye kapanmış o son saniyeleri yaşayan bir genç olabilseydim.
İsmail'ce boynunu uzatan, yusuf'ca kuyuda çırpınan, musa'ca zalime yumruğunu sıkan bir Ubeyde de biz olabilseydik. Ne vardı bahçende ölebilsek. Bahçesiz gönüllerimizi gülistan edebilsek...
Sen Filistin'sin, biz sevdalı. Seni sevmenin bedeline hazırız. Gönder aşkının ızdırabını. Yansın alem...