Aşk, koklamayı bilene Gül, tutmayı bilmeyene dikendir.
Biz seninle koklamayı bildik de tutmayı beceremedik. Bu yüzden kanadık boyuna. Bu yüzden ellerimizle diken yarasıyla dönüyoruz.
Sayfa 57Kitabı okudu
Birilerine aşkım ne olduğunu sorun, güllerin içinden esip sonra da durulan rüzgardan başkası olmadığı görülecektir.
Sayfa 96 - Can YayınlarıKitabı okudu
Müziğin başlangıcı çok güzel
Güllerin içinden, canım
Koşarak koşarak gel, bana gel
O güzel gözlerini, canım
Süzerek süzerek gel, bana gel
Bu küskün yüzün gayri gülsün, canım
Gülerek gülerek gel, bana gel
open.spotify.com/track/5iQzKryLi...
(...) " Bir şeyi hep yaptım ama: Doğum gününde sana daima bir demet beyaz gül, ilk aşk gecemizden sonra bana verdiğin güllerin aynılarından gönderdim. O on-on bir yılda kendine hiç sordun mu bu gülleri sana kimin gönderdiğini? Bir zamanlar bu güllerden verdiğin kadını hatırladın mı acaba? Bilmiyorum, cevabını da asla bilemeyeceğim. Karanlığın içinden de olsa sana o gülleri uzatmak, yılda bir kez o günlerin hatırasını tazelemek yetiyordu bana. " (...)
(...) O sırada gözü çalışma masasının üzerindeki mavi vazoya takıldı. Vazo boştu, yıllardan beri ilk kez boştu doğum gününde. İrkildi; sanki bir kapı kendiliğinden açılıvermiş, huzur dolu odasına bir başka dünyadan soğuk bir rüzgar esmişti. Bir ölümü hissetti, ölümsüz bir aşkı hissetti; ruhunda bir şey yarılıp açıldı ve uzaklardaki düşsel bir müziğe kulak kabartır gibi coşkuyla düşündü görünmez kadını.
“Birilerine aşkın ne olduğunu sorun, güllerin içinden esip sonra da durulan rüzgardan başkası olmadığı görülecektir.”
Sayfa 96 - Can YayınlarıKitabı okudu
Birilerine aşkın ne olduğunu sorun, güllerin içinden esip sonra da durulan rüzgârdan başkası olmadığı görülecektir. Ama genellikle aşk aynı zamanda yaşam boyu kırılmayan bir mühür gibidir, ölene kadar sürer. Tanrı aşkı çeşitli biçimlerde yaratmış, kalıcı ya da geçici olmasını sağlamıştır.
Sayfa 96Kitabı okudu
