Bisikletin üzerindeyken içini o güne kadar tanımadığı sonsuz bir özgürlük duygusu doldurmuştu. Hareketlerinden, hızından, yönünden bir tek kendisi sorumluydu. Hayatını da tıpkı böyle yönlendirmek istiyordu,: engelsiz, saçlarını rüzgârda savurarak.
İşsiz, programsız, toplantısız, sorumluluklar olmadan bir hayatın neye benzediğini dahi bilmiyordu. Onu limana sımsıkı bağlı tutan hayatlar olmazsa açıklara sürüklenmekten korkuyordu.