Hayatın Sesi..
Gülseren Budayıcıoğlu bir kez daha kendi "Kırmızı Oda" sının kapısını aralıyor ve orada biriken hikayelerden seçtiklerini bizlerle paylaşıyor; hayatın sesini daha iyi duyup anlayabilelim diye.
"Her yeni gün yeni bir başlangıç, her bitiş yeni başlangıçların habercisidir."
Gülseren hocanın diğer kitaplarında olduğu gibi bu kitabında da hem kendi fikir ve görüşlerine hem de danışanlarının hayat öykülerine yer vermiş. Her karakterinin yaşadıklarının ağırlığı bizi derinden etkiliyor.
Psikolojik ve fiziki şiddete, çocukluktan yetişkinliğe kadar olan süreçte oluşan duygusal gelişimlere, aile ilişkilerine odaklanmış hocamız. Kadınlarımızı unutmuyor tabii ki, kadına ait tüm yaşantılar eserin bütününü oluşturuyor. Okudukça bu kitaptaki her bir karakterin aramızda olduğunun, olabileceğinin farkına varıyoruz.
Psikolojik gelişimin ne kadar önemli olduğunu, çocukluktan itibaren yaşanan her şeyin insan zihnini ve vücudunu nasıl etkilediğini çok daha iyi anlıyoruz. Gülseren hocanın kitaplarıyla ve anlatımıyla hala buluşmadıysanız, hala hayatın sesini duymadıysanız kaçırmayın, okuyun, okutun derim.
.
.
.
“Hayatı iyi yaşamak, mutlu be sevilen olmak her zaman bir umut, bir ışık arar kendine. İnsanların kendine olan güvenini artırmak, onlara umut vermek, kendilerini iyi hissettirmek dünyanın en kolay işidir.”
edebi yönü yok
Gülseren Buğdaycıoğlun'dan okuduğum ilk kitaptı. Beklentimi hiç karşılamadı ve bana vakit kaybı olarak hissettirdi kitap. Gunduz kuşağı programlarını izleyip biraz tıbbi terimler serpiştirip kitap diye basılmış sanki. Edebi yönü, besleyiciligi yok, kimsenin problemli hayatını, hastalıklarını açıkçası merak etmiyorum. Benim kişisel zevkim ve kanaatimdir beğenenlere elbette ki saygım sonsuz. Iyi okumalar
#kralkaybederse
#gülserenbudayıcıoğlu
Kitabı kayınvalidemin isteği üzerine aldım Çok da sevdim. Tam bir Türk dizisi izler gibi hissettim aslına bakarsanız kendimi.
Kenan yakışıklı, narsist ve umursamaz bir adam. Tüm kadınların etrafında pervane olduğu bu adam, yıkılmaz zannettiği egosunu bir anda yerle bir edilmiş halde buluyor. Ve çaresizliği onu bir psikiyatriste danışmaya sevk ediyor.
Ahlak dışı yaşamıyla nefret uyandıran Kenan karakterinin, aslında tüm davranışlarının altında yatan acı nedenleri okudukça peşin hükme varmanın ne denli yanlış olduğunu düşünmeden edemeyeceksiniz.
️Fadi’yi sevdim, Kenan’dan nefret ettim, Handan’a üzüldüm derken kitabın sonuna gelivermişim. Akıcı ve sürükleyici bir Gerçek Hayat Hikayesi. Bu Kitabı Sevdim. En çok da sonunu. ️
384 syf.
·
Not rated
GEÇ-MiYOR
İnsan nereye giderse gitsin çocukluğunu yanında taşıyor ve o çocuk hiç büyümüyor. Sevgisiz büyüyen her canlının kaç yaşına gelirse gelsin o duyguyu üzerinden atamaması oldukça kötü. Yakışıklı Kenan, hem kızıp hem üzüldüğüm pırıl pırıl bir adam. Keşke be Kenan dedim çoğu sayfalarda. Vefanın kıymetini bilemeyen karakterlere gelsin diyorum. Keşke elimizdekilerin kıymetini zamanında bilebilsek. Okunmalı. Çok da akıcı.
"Kadınlar varolmaya devam ettikçe dünyamızdan sevgi hiç eksik olmayacak. Canları, kanları pahasına bile olsa..."
.
.
Diğer kitaplarını da büyük bir merakla okuduğum Gülseren hanımın en çok bahsedilen kitabını sona sakladım. Dizide bahsedilen birçok olayın asıl hallerini okumak çok daha ilginçti.
Kitapta bazen tek seanslık bazen de uzun süreli birçok vakadan bahsetmiş. Panik atak, bipolar bozukluk, nevroz gibi insanın hayatında büyük çapta farklılıklar yaratan birçok rahatsızlığın altında yatan sevgi eksikliğini, ilgisizliği, çocukluk travmalarını çok güzel vurgulamış.Hastalıklar zamandan çok sevgi ile tedavi edilince iyileşmenin kalıcı olacağının örneklerini göstermiş okuyucuya.
Gülseren Budayıcıoğlu – Hayata Dön
Gülseren Hanım kitaplarını birçoğunuz gibi televizyona uyarlanmasından sonra okumaya başladığımı itiraf etmeliyim. Ama ilk tanışmam bu şekilde olmadı. Sevgili arkadaşım Rabia sayesinde ilk kez karşılaşmıştım Gülseren Hanım’ın ve kitaplarıyla. Yanlış hatırlamıyorsam Kral Kaybederse kitabıydı.
Şimdiye kadar
