Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
87 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Bir gün size, ağır ağır nasıl öldüğümü anlatmak isterim.” “Biz o gün odada, birbirimize sarılarak yeni dünyamızın sayısını belirlemiştik gizli bir lisanda.” “Yemek hazır.” Bu iki kelimeyle küçücük dünyamızın üstündeki büyük gölgeler kaçışıp gider. “Yine derler ki, anneler bazen de pekmez kaynatırken, makarna yaparken, sevilmeyi beklerken ölür…” “Bazen bir ağacın kovuğunu oyar gibi kurcalasalar da kalbimi, hâlâ seni kimse bilmiyor.” “Çünkü özlemek her şeyi yaşayıp yutan dev bir duyguydu.” Annemin Çiçekli Cepleri, sade, sözü yormadan, bir kadının yaşadığı halleri en çok da annelik duygusunu ince ince sızdırıyor yüreğinize. Anne, kelimesi geçtiğinde bile içi cız eden insanlarız biz. Cennet anneler ile özdeşleştirilmiş bizim inancımızda ve her kadın biraz annedir. Kaybı en çok inciten, eksikliği hiçbir şeyle doldurulamayan bir boşluktur, her anısı kıymetlidir, gülümsetir hatra geldikçe, bu dünyada bize gönderilen meleklerimiz annelerimiz iyi ki varsınız. Bu hikayeler ismi gibi zarif, ruhumuzda çiçek açtıran türdendi.
Annemin Çiçekli Cepleri
Annemin Çiçekli CepleriGülsüm Uysal · Şule Yayınları · 202413 okunma
400 syf.
·
Puan vermedi
Merhaba kitap dostlarıımm Yine ben ve yine bir seri kitap önerisi, seri kitap deyince de ben oldum artık Serinin ilk kitabını yorumladığımda "Anka kuşu misali küllerinizden yeniden doğmanız dileğiyle" diye veda etmiştim sizlere. Sizce Erda ve Adal küllerinden yeniden doğabildi mi? Yoksa her şey son mu buldu? "Her zaman kalbinizin bir köşesinde kalmaları dileğimle..." diye bitiriyor yazarımız kitabını. Ne yalan söyleyeyim benim uzunca bir süre aklımdan çıkmayacak bir hikaye oldu. Birden fazla duyguyu aynı anda yaşadım seriyi okurken. Benim için oldukça duygu yüklü bir okuma oldu. Kitapla ilgili bana çok hoş ve anlamlı gelen bir detayı paylaşmak istiyorum. Her bölüm başında birbirinden farklı şarkı adı yazıyordu ve bence kitaba inanılmaz bir keyif katmış. Her yeni bölüme geçtiğimde bu şarkıları dinledim. İki ayrı kişinin benzer yerlerden yaraları olunca birbine şifa olacağını düşünenler bir süreliğine yanılacağız ne yazık ki. Adal' ın yaptığı bir yanlıştan dolayı Erda 'ya kendine ifade etmeye, affettirmeye çalışmasına şahit oluyoruz. Yapılan hataya tek taraflı bakamadım ben, yanlışta olsa ikisini belirli kısımlarda haklı buldum. Kalbi kırık olan bir kadın ve aşkı için savaşan, kendini ispat etmeye çalışan bir adam. Acaba aşk mı kazandı yoksa mutsuz son mu yaşandı? Yazarın kalemiyle bu seri sayesinde tanıştım ve oldukça sevdim. Duygular okuyucuya tamamen geçiyor ve kitabın dili oldukça akıcı. Serinin son kitabıydı ve iki kitabı da okumak çok keyifliydi.
Savur Küllerini 2
Savur Küllerini 2Gülsüm Bilgin · Otantik Kitap Yayınları · 20249 okunma
Reklam
352 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Herkese merhaba, nasılsınız? Savur Küllerini yanmış kitabını çok sevdim. Biraz yorum yapacağım sizlere. Kitap 349 sayfadan oluşuyor. Adal ve Erda’nın anlatımıyla okuyoruz. Genellikle Erda diyebiliriz. Akıcı, güzel bir anlatımı var. Öyle neşeli bir aşk hikayesi değil, aksine kitabın ismi gibi sizi yakacak bir hikayesi, kurgusu var. Adal karakteri herhalde benim bu sene en en sinir olduğum ve bir o kadar üzüldüğüm bir karakter oldu. Gerçekten bu kadar büyük bir aşkın sonunda böyle olması üzücüydü ama nedense onunda altından herhangi bir şey çıkabilir gibi geliyor. İkinci kitabı okuyup göreceğiz. Böyle size o duyguyu geçiren harika kitaplar vardı ya, bu kitapta öyleydi. Adal ile resmen oturdum ağladım bazı yerlerde. Erda’ya kendini bu duruma soktuğu için kızdım. Sizi kitabın içine çeken bir anlatımı olduğunu söyleyebilirim. Okurken kendinizi karakter ile bağ kurarken bulabilirsiniz. Biraz da konusundan bahsetmek istiyorum. Adal, eşi Esra’yı hastalıktan kaybetmiş ve tam bir yıl sonra eşinin tekrar evlenmesini isteyen vasiyetini öğrenir. Erda ise nişanlısı tarafından aldatılmış yaralı bir kadın. Adal’ın annesi ailelerinin yakın dostu oğlu ile evlenmesini isteyince kabul eder. Fakat Adal’ın kalbi hala ölen eşine aittir. Erda bir hayalet ile nasıl savaşabilir ve Adal’ı tekrar hayata döndürebilir? Sorunun yanıtı ve daha fazlası kitapta. Ben hemen ikinci kitaba geçiyorum. Sevgiyle kalın. @otantik.kitap
Gülsüm Keklik
Gülsüm Keklik
Savur Küllerini
Savur Küllerini
Gülsüm Bilgin
Gülsüm Bilgin
Savur Küllerini
Savur KülleriniGülsüm Bilgin · Otantik Kitap Yayınları · 202160 okunma
400 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
SAVUR KÜLLERİNİ- ANKA Herkese Merhabar... Sizlere harika bir kitap ile geldim. Savur Küllerini-Yanmış kitabımızın ardından Savur Küllerini-Anka'ya nihayet kavuştuk. İlk kitap öyle guzeldi ve öyle bir yerde bitti ki gel ikinci kitap gel diye bekler olmuştuk. Ahhh yine kalbimizi aldı yine kalbimizde taht kurdu. Bazen bitişler ve sonlar sonu
Savur Küllerini 2
Savur Küllerini 2Gülsüm Bilgin · Otantik Kitap Yayınları · 20249 okunma
312 syf.
3/10 puan verdi
·
4 günde okudu
SPOİLER VAR. Çok, çok, çok kötüydü. Yazar, "güçlü" kadın karakter ve "güçlü" erkek karakterler oluşturup bunları çiftleştirmek istemiş aralara da Vampir Günlükleri esintileri taşıyan fantastik bir kurgu eklemiş, böylece fantastik-smut bir kitap ortaya çıkmış. Yazar, anlaması çok kolay olacak fantastik öğeleri anlamayı o kadar zorlaştırmış ki -bu çeviri kaynaklı da olabilir- okurken saçımı başımı yoldum. Ne kitaptaki "Üst Meclis" bir konuma sahipti ne de mükemmel, fantastik, gizemli ve sırıtan erkek karakterimiz güçlü bir duruşa sahipti. Lisede geçen libidosu yüksek normal bir kitap okuyor gibiydim. Normalden kastım, adına "Hasat zamanı" diye ...dan bir isim verip Aracı olan kişilerin, gözleri bağlanmış ve zincirlenmiş cadılara DİLEDİKLERİNİ yapabilecekleri bir gün düzenliyorlar, çok ama çok güçlü olan cadımız -tamam, en güçlü sensin diye bağırmış olabilirim- müdürünün yatak odasından çıkmıyor ve buraya yazamayacagim kadar iğrenç bir an yaşıyorlar, koskoca Lucifer cehennemin dibinden KARYOLAYLA çıkıyor -sıfır şaka-, birileri ölüyor ama neden öldükleri belli değil falan filan. Sırf kitaba bu devirde fiyatlar böyleyken para verip aldım diye bitirdim yoksa çoktan bırakmıştım. 300 sayfayı okumak ancak bu kadar eziyet olabilirdi. Bookstagtam/tuber güzellemelerine bir daha kanar mıyım, sanmam.
Cadılar Meclisi
Cadılar MeclisiHarper L. Woods · Pukka Yayınları · 2023505 okunma
İrlanda'da eşit işe eşit ücret mücadelesini kuruşu kuruşuna kazandı kadınlar. İran'da özgürlük mücadelesi "Beyaz Çarşamba" devam ediyor, canları pahasına yeni kazanımlar elde ediyor kadınlar. Arjantin, Afganistan, Şili tıpkı bizim gibi; "Bir kişi bile eksilmeyeceğiz" diyen kadınlar kadın cinayetlerine karşı meydanları dolduruyor. Polonya'da İrlanda'da Arjantin'de kürtaj hakkımız için mücadele, bazen kazanıyor, bazen yeniliyor. Ama yenildiğimizde de "iyi yeniliyoruz." "Sel durulmuyor, kadınlar durmuyor" diyen grevler yayılıyor. Suudi kadınların onca yoksunluk altında cezaları göze alarak o arabaları sürmesi, daha rahat rejimlerde yaşayan kadınları daha çok mücadeleye zorluyor. Dünyada halk düşmanlığını ve adeta kadın düşmanlığını bünyelerinde cisimleştiren erkek liderlere böyle yanıt veriyor kadınlar. Asya'dan Amerika'ya Uzakdoğu'dan Ortadoğu'ya tüm coğrafyalarda birbirlerini görüyor, birbirlerinden öğreniyor, güç alıyorlar. Biliyorlar: Anlatılan hepimizin hikâyesidir.
Sayfa 178Kitabı okudu
Reklam
Tüm Türkiye toplumunun artık dava takip ediyor olması, feminizmin toplumsallaşması anlamına gelir. Daha ötesi sadece bir niceliksel artış ya da toplumun dönemsel tepkisi değil, çözümü bildiği, bilinçli biçimde adıyla istediği, örgütlenerek kalıcılaşan bir nitelik değişimi var. İşte kadın cinayetlerini de durduracak olan budur. Bir başka iyi haber: Türkiye'de birbirini yalnız bırakmayan kadınlar da yalnız değiliz, arkamızda dünyanın bütün kadınları var.
Sayfa 174Kitabı okudu
Türk Ceza Kanunu madde 81(kasten öldürme) ve madde 82'ye (öldürmenin nitelikli halleri) göre üst sınırdan ceza mümkünken, takdirin (M.29, M.62) hâkim ve savcıya bırakılması, çoğu kez "iyi hal", "pişmanlık", "haksız tahrik" indirimlerinin otomatik uygulanmasıyla sonuçlanıyor. İndirimler neredeyse "standart bir hakka" dönüşüyor, ortaya "öldürme hakkımı kullandım" diyebilen sanıklar ve en önemlisi yeni kadın cinayetlerini çıkıyor.
Sayfa 144Kitabı okudu
kadınlar hem aile hem de ülke ekonomisine karşı erkeklere kıyasla daha endişeli görünüyorlar. Bu durum kadınların oy verme davranışını da belirliyor, kadınlar erkeklere göre yüksek oranda kadın siyasetçi istiyor.
Sayfa 117Kitabı okudu
Dünyanın değiştiğini gören kadınlar, kendi hayatlarını da değiştirmek istiyor. Erkek egemenliği ayak sürüyor, şimdiye kadar yararlandığı imtiyazları bırakmak istemiyor ve kadınların hak arayışını şiddetle bastırmaya çalışıyor. Ama kadınlar asla geri adım atmıyor. Bir kadının, her gün kadın cinayeti haberi dinlediği, ucunda ölümü gördüğü halde yine de boşanma kararını geri çekmemesi nasıl açıklanır?
Sayfa 117Kitabı okudu
Reklam
Neden boşanmaya çalışan kadınlar ve genç insanlar şiddetin hedefinde?
İşte tam burada birbirine bağlanıyor meseleler: Boşanma hakkını kullanmak kadınların karar alma özgürlüğünün sembolü, genç insanlar bu özgürlüğü kazanmanın; gele-ceğin sembolü olarak görülüyor. Özellikle de üniversiteli kadınlar, eğitim alan kadınlar. Bu dinamiği şiddetle bastırırsa kendi imtiyazını koruyacağını sanan bir erkeklik var. Kadınların
Sayfa 112Kitabı okudu
İşte Türkiye, ardı arkası gelmeyen kadın cinayetleri, aile katliamlarıyla yüzleşe yüzleşe artık evlatlarını öldürüleceği eve göndermemeyi de öğrendi. Bu toplum böyle sınav veriyor; o aileler değişmeliydi, değişiyorlar. Artık kadınların hakkını arayan soran aileler var, onları da değiştiren, başkalaştıran nesnel gerçekler var, bu gerçekler karşısında savaşan kadın mücadelesi var. Artık ailelerin kadınlar için verdiği onurlu mücadele var.
Ailelerin yaptığı ağır hatalar var. Ama devletin "aile" konusunda yaptığı hata, ondan da ağır. "Aileyi koruyacağım" diye kadınları görmezden gelmenin sonuçları kadın cinayetleri, çocuklarının gözleri önünde öldürülen anneler, boşanmamak için kendi çocuğunu öldüren babalar ve kelimenin gerçek anlamıyla "aile katliamları" sonuçlarını da yarattı.
Bir kadını kısıtlamak bence bir erkeğin en iğrenç şey. Neye göre,kime göre kısıtlamayabiliyor ki? Elbette ki istediğini giyeceksin çünkü her kadın sınırını bilir.... (Adal'dan)
Yiğitcan(2007 - 2017)/ Bir çocuğu koruyamıyorsak biz kimiz?
Kadınların gördüğü şiddet bu düzeyde yaşanmaya devam ettikçe, çocuklara da uzanıyor. Türkiye'de kadınların boşanamıyor oluşu, kadın cinayetleriyle ve çocuk istismarının en uç biçimleriyle, çocuk cinayetleriyle iç içe geçebiliyor. Neriman'ın on yaşındaki dünya güzeli oğlu Yiğitcan, annesi ondan boşanmasın diye babası tarafından öldürüldü. Oglunu bıçaklayarak öldüren baba, öldürdüğü çocuğun annesini arayarak "Gel, cesedi al" dedi. Neriman, ayrılmaya çalıştığı erkeğin tehditleri ve daha önce de Yiğitcan'ı doğalgaz ile zehirlemeye çalışması nedeniyle polise de başvurdu ancak "Hiçbir baba oğlunu öldürmez" cevabı aldı.
457 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.