Kültür insanın insan gibi yaşamasını, ölümlülük bilgisini katlanır kılan, akla ve mantığa meydan okuyan bir mekanizmadır. ... Kültür ölümün dehşetini bir şekilde hayatın itici gücü haline getirir.
Her günün değeri, ondan aldığın tatmin kadardır, bir nebze bile fazla değil. Gerçekten umut bağlaman ve gerçekleştirmeye çalışman gereken şey daha iyi bir yarın değil, farklı bir bugündür.
Değişimin baş döndüren hızı bugün arzu edilen, arzu edilebilir olan her şeyi yarının atığı damgasını vurarak değersizleştirirken, bu sersemletici hızdan yansıyan hayat tecrübesi ile yakında kendisinin de ıskartaya çıkacağından korkan kişi arzu nesnelerine daha büyük bir iştah duyar ve değişim daha da arzulanır hale gelir.
“Güzel” artık üstünde ünlü bir tasarımcının markası bulunan bir kazak, spor salonlarında forma sokulmuş estetik cerrahi ile biçimlendirilmiş bedenler, son moda makyajla şekillendirilmiş yüzler, AVM raflarındaki paketlenmiş ürünler..
Sanat buharlaştı ve bir çeşit “estetik eter”e dönüştü; modern kimyanın öncüsü eter gibi bu eter de fark gözetmeden her şeye sızlıyor ama hiç birinin üstüne yapışmıyor.