beyoğlu sokaklarında bir şubat soğuğunda beni uğurla çünkü bugün hayatından defoluyorum, aşk yasal cinayetmiş ve kaptanım yangınlı şiirler yazıldı ağır romanlar eşliğinde, öylesine kor oldu ki yüreğimin en sapa yerlerinde muhalif hisler. bu hislerin enkazı gebe oldu ruhumda taşıdığım amansız facialara. ben iyileşmeyi beceremedim bir ecza deposuna
geçmiş değişmez, değiştirilemez, geçmişin üzerine hiçbirşey eklenmez, geçmişin üzerinden hiçbir şey eksiltilemez. savaşın geçmişle olmasın, çünkü geçmiş yeniden yazılmaz. yazabileceğin tek şey şimdidir...
ben sana mecburum bilemezsin
adını mıh gibi aklımda tutuyorum
büyüdükçe büyüyor gözlerin
ben sana mecburum bilemezsin
içimi seninle ısıtıyorum
ağaçlar sonbahara hazırlanıyor
bu şehir o eski İstanbul mudur?
Elveda 17 yaşım birçok şey hissettim sende, çok şey öğrendim. En başta da kendimi sevmeyi kendime saygı göstermeyi kendimi olduğum gibi kabullenip değer vermeyi öğrendim. Hayatta kendimi buldum kendimi tanıdım ve belli bir yere konumlandırabilmeyi öğrendim.
Birçok kez kırıldım üzüldüm birçok kez kırdım üzdüm artık hiçbirini değiştiremesem de
benim evim manzaraya açılmazdı
semtimizde deniz yoktu
sen gelince semt değişti
tüm mahalle deniz doldu
bir balık karayı seçti peşinden
bir kuşu sapanla vurdu çocuklar
sanki sen de üzülmüştün benimle
belki ben öyle sanmıştım
başımda bin dert vardı
şimdi var binbir dert
içimde bir sen kaldın
Yanımda eksikken
barınakta seçilmeyi
bekleyen bi' köpek gibi
bekliyorum bugün seni
konuşmadan onun gibi
belki bir düzenbaz olsam severdin
kalbini bir enkaz etsem severdin
doğru bildiğim bu yolda yoruldum
ama geriye dönemem