"Sevmeyi özledim biliyor musunuz? Kayıtsız şartsız bir gülüşü. Olur olmaz yerde ağzıma bir öpücüğün konmasını.
Bir doğruya sevinmekten çok bir saçmalığa- gülümseyebilen hoşgörüyü. 'Nerde kaldın' ayazını değil, 'hoş geldin' iyiliğini.
Hiçbir şeyle yatışmayan yürek telaşını. Kapı zilleriyle telefonlar arasında tükenmeyi. Geceyi bir hayal hazinesine çeviren uykusuzluğu. Bir gövdenin önünde diz çökmeyi. Kendimi severek yürümeyi kalabalıkta. 'Göğe bakma duraklarını' özledim. Yağmuru kirpiklerden içmeyi. Yumruk kadar bir yüreğe dünyayı sığdırma hünerini. 'Sana sevinç verdiğim sürece ben buradayım' zenginliğini özledim. Otobüs terminallerinin
ayrılıkla dönüş karışımı kokusunu özledim. Otel odalarının insanı bir yaprak gibi incelten kederini. Başka kentlere vuran rengini güneşin. Başka sokakların telaşıyla çoğalmayı. Dünyayı yudum yudum aşka çeviren yalnızlığı.."
“Sevmeyi özledim biliyor musunuz? Kayıtsız şartsız bir gülüşü. Olur
olmaz yerde ağzıma bir öpücüğün konmasını. Bir doğruya sevinmekten çok
bir saçmalığa gülümseyebilen hoşgörüyü. ‘Nerde kaldın’ ayazını değil, ‘hoş
geldin’ iyiliğini. Hiçbir şeyle yatışmayan yürek telaşını. Kapı zilleriyle
telefonlar arasında tükenmeyi. Geceyi bir hayal hazinesine çeviren
uykusuzluğu. Bir gövdenin önünde diz çökmeyi. Kendimi severek
yürümeyi kalabalıkta. ‘Göğe bakma duraklarını’ özledim. Yağmuru
kirpiklerden içmeyi. Yumruk kadar bir yüreğe dünyayı sığdırma hünerini.
‘Sana sevinç verdiğim sürece ben buradayım’ zenginliğini özledim. Otobüs
terminallerinin ayrılıkla dönüş karışımı kokusunu özledim. Otel odalarının
insanı bir yaprak gibi incelten kederini. Başka kentlere vuran rengini
güneşin. Başka sokakların telaşıyla çoğalmayı. Dünyayı yudum yudum aşka
çeviren yalnızlığı...”