"Dünyaya baktığımızda görürüz ki, onun içinde iki büyük ve zıt nehir akıp gitmektedir; bunların biri kötülükleri, şerleri, zararlıyı, karanlığı, dalaleti, inkarı, nifakı, isyanı, zulmü, nefreti, acımasızlık ve merhametsizliği akıtmakta diğeri ise hayırları ve iyilikleri faydalıyı, ışığı veya aydınlığı, hidayeti ,imanı, huzuru, adaleti, sevgiyi, şefkati ve merhameti akıtmaktadır .öyleyse bunlar taşıdıkları malzemeyi bir gün iki büyük havuza boşaltacak, bunlardan biri cehennem, diğeri Cennet olarak tecelli edecektir. işte duygular, arzular, emeller, fikirler, meyiller yumağı olan şuur, akıl ve irade sahibi insanlar içinde elbette kötülerle iyiler, haklılarla haksızlar, zalimlerle mazurlar, hayırlarla şerliler aynı muameleyi görmeyecektir. şuur, irade ve akıl, insana boşuna verilmemiştir. o bunları nasıl, nerede ve ne yönde kullanacağından sorguya çekilecektir. çünkü o dünyada imtihan edilmektedir. gördüğü derslerden, kendisine öğretilenlerden imtihan olan öğrenci gibi, o da kendisine verilen nimetlerden imtihan olmaktadır ve bu imtihanın sonucunu tam alacağı bir gün muhakkak gelecektir." sözler, 29. söz.
Sayfa 2241Kitabı okudu
süzülmüş gün ışığı-ilhan tarus
Unutmuşum, bu odadan gelip geçenlerin yüzlerini, seslerini... Ya da anımsamayı gerekli görmemişim.
Reklam
Tik Tak...
Üstümüzde gün ışığı, alnımızda rüzgâr Yaşamak hükmünü sürdürse de tenimizde Herkes biraz kendi cenaze töreninde...
Güneşin ışığının parlattığı toz zerreciklerinin güzelliğini fısladım ki durasın. Boş yere daha sakin kıyılar arama, bahçedeki çiçeğe tehlikeli, diye fışkırtıyorum ki durasın. "Bulutsuz gökyüzünün derinlerine serpiştirilmiş renklerin anıları var, toplayabilirim," diye fışkırdım ki durasın. "Geniş ve renkli gecelerin masalsı kayalıklarına tırmanırız elbet" diye fışkırdım ki durasın. "Uyku ve uzunluklar arasındaki o tatlı onun, sayısız ve en güzel gürültülerin mevsimidir, ondan daha fazla tadalım" diye fışkırdım. "Gün ışığı altında mümkün olmayan şeyler ıssız bir köy yolundaki aynı ışık altında düşleyelim" diye fışkırtıyorum ki durasın. Durmuyorsun!!!
İnsanlar aslında aydınlıktakiler ve karanlıktakiler olarak ikiye ayrılır. Karanlıktakilerin sayısını azaltıp, aydınlıktakilerin sayısını çoğaltmak, işte hedef budur. Bu yüzden "Bilgi!", "Bilim!" diye bağırıyoruz. Okumayı öğrenmek ışığı yakmaktır; tüm hecelemeler kıvılcımlardır. Zaten aydınlık demek illa ki sevinç anlamına gelmez. Aydınlıkta da acı çekilir; ateşin fazlası yakar. Alev kanadın düşmanıdır. Uçmaya ara vermeden yanmak dahinin mucizesidir. Bilgilendiğinizde ve sevdiğinizde daha fazla acı çekersiniz. Gün gözyaşlarıyla doğar. Aydınlıktakiler en azından karanlıktakiler için ağlarlar.
Sayfa 299 - Cilt 2Kitabı okuyor
“Ben öleceğim, Varenka, hemen öleceğim; benim kalbim kaldırmaz böyle mutsuzluğu!” Ben sizi Tanrı’nın gün ışığı gibi sevdim...
Reklam
1.000 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.