Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Şimdi bir derin mavide akşam oluyor Gök mavi deniz mavi Mor dağlar yeşil ağaçlar mavi Bozuk düzen mavi gecelerden sesleniyorum sana Ne opera aryaları Ne beşinci senfonisi Beethoven’ın Bir yalnızlık marşıdır çalınıyor uzakta Gün ışığı arkamızda kaldı bak Tanyerinde unuttuk gözlerimizi Gel artık Hayata yeniden başlayalım Gel artık Bu mavilerde kimseler görmez bizi
Bu taştan kutunun içinde yeterince hava ve gün ışığı bulunduğu varsayılıyor.
Sayfa 15 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
64 syf.
·
Puan vermedi
·
2 saatte okudu
İlk başlarda ona yardım eden gibi görünse de,
Onu her gün aşagılayıp zarar veren ve Ona ne kadar zarar verdiğinin de farkında olan bir Adam'ın hikâyesi, *O Sadece karşısında bir köle ve sürekli ona ve parasına muhtaç bir kadın istiyordu. Bir erkeğin bir kadına her gün cehennem'i yaşatan aşırı manipülatif bir yaşam hikayesi. ***Üzüldüm sadece.... Böyle bir Adamla ömür boyu yaşamak zorunda bırakılan bütün kadınlara, Çok zor bir şey olsa gerek… OYSA BİR KADIN; Daima kendi ayakları üzerinde durabilmeli *Bir erkeğe ve parasına muhtaç olmamalı. *Ona Cehennem'i yaşatanla bir ömür yaşamamalı. !!!
Ay Işığı Sokağı
Ay Işığı SokağıStefan Zweig · Aspendos Yayınları · 201867,3bin okunma
Geceleri Ay'ı görmek için can attığım her gün ay'ın ışığı içime huzur verirdi ama bugün Ay bile bana gözükmedi bekledim bekledim gözükmedi sanki kırgın gibiydi..
Var oluşumuzun net bir görüntüsünü elde etmek, ama yalnızca iç yüzünü görmekle kalmayıp içindeki en parlak ışığı bile her gün yakalamak; onunla başa çıkmanın tek yoludur. ...Günlük bir düzenleme işi bu. Zihnimdekileri düzenliyorum, şeyleri ait oldukları yere yerleştiriyorum ve artık kullanmadıklarımı ıskartaya çıkarıyorum, kısacası kafamdan atıyorum. Böylesine bir zalimlik, yaşlılık belirtisidir.
Sayfa 82
Ey mavi göklerin beyaz ve kızıl süsü, Kız kardeşimin gelinliği, şehidimin son örtüsü, Işık ışık, dalga dalga bayrağım! Senin destanını okudum, senin destanını yazacağım. Sana benim gözümle bakmayanın Mezarını kazacağım. Seni selamlamadan uçan kuşun Yuvasını bozacağım. Dalgalandığın yerde ne korku, ne keder... Gölgende bana da, bana da yer ver. Sabah olmasın, günler doğmasın ne çıkar: Yurda ay yıldızının ışığı yeter. Savaş bizi karlı dağlara götürdüğü gün Kızıllığında ısındık; Dağlardan çöllere düştüğümüz gün Gölgene sığındık. Ey şimdi süzgün, rüzgârlarda dalgalı; Barışın güvercini, savaşın kartalı Yüksek yerlerde açan çiçeğim. Senin altında doğdum. Senin altında öleceğim. Tarihim, şerefim, şiirim, her şeyim: Yer yüzünde yer beğen! Nereye dikilmek istersen, Söyle, seni oraya dikeyim!
Arif Nihat Asya
Arif Nihat Asya
Reklam
Papatya ve Yakamoz'un hikâyesinin devamı ...
Aşk lafını ağzına almazdı Yakamoz. Nerede aşık görse garipser, aşk acısı gördü mü dayanamaz, gülerdi. Çok ketumdu, kimseye hiçbir şey söylemezdi. Bir kadının onu seveceğine inanmazdı, gerçek aşkın onu bulacağına ihtimal bile vermezdi. Sonra bir gün onu gördü, onu Papatyasını bakmaya kıyamadığı o narin çiçeğini hayatında hiç böyle hissetmemişti.
aylar, günler uzar azar azar ay ışığı yalnız gezer her gece o eski yaradan kan sızar yıllar, mevsimler gelir geçer her kuş kendi menziline uçar her anahtar bir gün bir kapıyı açar
Üstümüzde gün ışığı, alnımızda rüzgar Yaşamak hükmünü sürdürse de tenimizde Herkes biraz kendi cenaze töreninde...
Sayfa 31 - Kırmızı Kedi Yayınları
...çünkü o gün biliyordum artık... onsuz yaşayamazdım. Saçının her teline âşığım onun... ağzına... bedenine, her şeyine, her şeyine...
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.