Gece yarısı kütüphanesi, niye adı gece yarısı kütüphanesi diye okumadan önce düşünmüştüm acaba kitapların dünyası hakkında yeni bir pencere mi açacak bana diye ama içeriği çok farklı geldi.
Hepimizin pişmanlıkları vardır öyle değil mi? Söyle olsaydı bu kişiyle olsaydım şu bölümü okusaydım yahut şu iş teklifini red etmeseydim şuan nerede olurdum ne yaşıyor olurdum diye düşündüğümüz onca ihtimal var her birimizin hayatında. Bu kitap da tam bunun uzerine kaleme alınmış, Kahramanımız çok sıkıntılı bir sürecinde intiharı düşünürken kütüphane geçer ve orada daha önceki eğitim hayatında kütüphane de görevli olan Bayan Elm ile karşılaşıyor ve herşey burada başlıyor. Pişmanlıklar yaşadığı geçmişe anılara gitmek istediği her ana geri giriyor Nora ( baş kahraman ) fakat her gittiği yerden irkilerek geri dönüyor o kadar çok ihtimali deniyor ve paralel evrende oralara gidip o yaşamalarını deneyimliyor ki ve artık intihar fikrinden uzaklaşmaya başladığını ve yaşamak istediğini farkına varıyor. Bu noktada tekrar şu kişiyi şu anı değerlendirmis olsaydım ne olmuş olurdu diye düşünürken o hayatta buluyor kendini ve aslında şuan yaşadığı hayatın o hayat olduğunu görüyor....
Aslında Nora da her bir hayatı denerken kendi öz hayatında daha mutlu olduğunu farkına varıyor. Bizler de öyle değil miyiz. Yaşamadığımiz anlar da yaşamlar da takılıp kalırken hayatımızdaki güzellikleri anın keyfini elindekinin kıymetini unutuyor göremiyoruz.