Kendime Not!
Çalışmak için müsait gün ve saat bekleme... Çalışmak için müsait yer ve köşe arama.Bil ki, her yer ve her köşe çalışmanın en müsait yeridir. Bir günde ve bir zamanda yapman lazım gelen bir işi ertesi güne bırakma. Bir zamanda yalnız tek bir iş yap , yalnız bir ders, bir kitap, hatta bir fasıl üzerinde çalış.
Çalışma Hayatının ve Başarılı Olmanın Kanunları
— Çalışmak için müsait gün ve saat bekleme. Bilki, her gün ve her saat çalışmanın en müsait zamanıdır. — Çalışmak için müsait yer ve köşe arama. Bil ki, her yer ve her köşe çalışmanın en müsait yeridir. — Bir günde ve bir zamanda yapman lâzım gelen bir işi (bir dersi, bir vazifeyi) ertesi güne bırakma. Zira her günün derdi gibi, işi de kendine
Sayfa 67 - YağmurKitabı okudu
Reklam
Sarı bir ormanda ikiye ayrıldı yolum, ikisinden birden gidemedim. Ve yoldaki tek yolcu olduğum için üzgün, uzun uzun baktım görene kadar birinci yolun otlar çalılar arasında kıvrıldığı yere.. Sonra, öbürüne gittim. O kadar iyiydi o da. belki çimenlik olduğundan, aşınmak istediğinden, gidilmeye daha çok hakkı vardı. Oysa ordan gelip geçenler iki yolu da eş ölçüde aşındırmıştı.. Ve o sabah iki yolda uzanıyordu birbiri gibi. Hiçbir adımın karartmadığı yapraklar içinde. Başka bir güne sakladım yolların ilkini! Ama bilerek her yolun yeni bir yol getirdiğini. Merak ettim geri gelecek miyim diye. İç geçirerek anlatacağım bunu ben,nice yaşlar nice çağlar sonra bir yerde.. Bir ormanda yol ikiye ayrıldı.Ve ben, ben gittim daha az geçilmişinden. Bütün farkı yaratan bu oldu işte.
Gençlere Öğütler — Çalışmak için müsait gün ve saat bekleme. Bilki, her gün ve her saat çalışmanın en müsait zamanıdır. — Çalışmak için müsait yer ve köşe arama. Bil ki, her yer ve her köşe çalışmanın en müsait yeridir. — Bir günde ve bir zamanda yapman lâzım gelen bir işi (bir dersi, bir vazifeyi) ertesi güne bırakma. Zira her günün derdi gibi,
"Sonra o ilk meş'um soruyla kopuş başlar: Anneni mi daha çok seviyorsun babanı mı? Bu masumane görünen soru, içinde korkunç bir gizli argüman barındırmaktadır: Bu da sevginin ölçülebilir bir şey olduğu iddiasıdır. Biliyor musunuz, çocuk o güne kadar bunu hiç düşünmemiştir bile. O hayatı ve hayatın bir parçası olarak kendisini ve diğerlerini doğallıkla sevmektedir. Ne ki, birden tartmaya başlar... Anneni mi daha çok seviyorsun babanı mı?" " Ana gibi yar olmaz," dedi Şaban bilgece. Anladığım kadarıyla Savuray Bey bu konularda epey lambayı yakmıştı ve dışarıdan gelen hiçbir müdahale onu durduramıyordu. "Ve bir kez sevgiyi tartmaya başladınız mı kaçınılmaz biçimde onu araçsallaştırır, sevginizi silah olarak kullanmayı öğrenirsiniz! Ve sonra okulu ele alalım.. Çevresine karşı derin bir ilgi besleyen çocuk zaten her şeyi keşfetme arzusu içindedir, ama okulla birlikte işin içine notlar girer. Ve bu noktadan sonra çocuk öğrenmek için değil not almak için okumaya başlar ya da anne babasının sevgisini kazanmak için ya da iyi bir karne getirirse kendisine alınacak bisiklet için... Böylece gerçek benliğiyle ideal benliği arasında giderek büyüyen bir uçurum oluşur. İdeal benliğini gerçekleştirmeyen insanın hastalanması da kaçınılmazdır."
BEŞ PORTAKAL ÇEKİRDEĞİ 82-90 yılları arası Sherlock Holmes vakalarıyla ilgili aldığım notlara bakınca, o denli çok sayıda garip ve ilginç olaylar olduğunu görüyorum ki aralarından birini seçmekte zorlanıyorum. Bazıları gazetelerde yayımlandı, bazıları ise hiç gün ışığı görmedi. Benim amacım da bu ikincileri anlatmak. Kimi vakalar, Holmes'un
Reklam
Yaz sonu Ankara'ya nasıl döndüğümüzü pek anımsamıyorum ama babamın gazete çıkarmak üzere İstanbul'da kalacağını ve ben ilkokulu bitirince de annemle birlikte İstanbul'a taşınacağımızı biliyorum. Açıkçası babamın bakanlık emrine alınmasının üstelik bir de İstanbul'da gazete çıkaracak olmasının önemini kavramış değilim henüz. Ancak, Marko Paşa
208 öğeden 131 ile 140 arasındakiler gösteriliyor.