Oğuz Atay'dan 40 Alıntı | Söylenti Dergi
kaynak: soylentidergi.com/oguz-atay-tehli... 1- “Bu sözleri unutamam artık; bütün geleceğimi kararttın. Oysa, kitaplardan söz ederken sesin ne kadar farklıydı.” (s.15) 2- “İçimde bir boşluk var; perşembe sabahları, okula gitmek istemediğim sırada duyduğum korkuya benzeyen bir boşluk.” (s.20) 3- “İşte
Mutlu denilen kişilerden biri misiniz?
''Mutlu denilen kişilerden biri misiniz? Öyleyse her gün üzüntü çekiyorsunuz demektir. Her günün bir büyük kederi ya da küçük tasası vardır. Dün sevdiğiniz bir kimsenin sağlığı için endişeleniyordunuz; bugün kendi sağlığınız sizi korkutmaktadır; yarın bir para sıkıntısı baş gösterecektir; öbür gün bir iftiracının acı sözü, daha öbür gün bir dostun felaketi; ardından havanın durumu, sonra kırılan ya da kaybolan bir şey, daha sonra vicdanınızın ve belkemiğinizin hoş karşılamadığı bir zevk; bir başka gün memleket işlerinin gidişatı. Kalp acıları da cabası. Ve bu böylece sürüp gider. Bir bulut dağılır, bir başkası oluşur. Yüz günden belki ancak bir tanesi tam bir neşe, tam bir güneş içinde geçer. Ve düşünün ki, mutlu olan şu az sayıda kişiden birisiniz! Diğer insanlara gelince, sürekli durgun gecedir üzerlerindeki. Düşünceli kimseler az kullanırlar “mutlular” ve “mutsuzlar” sözlerini. Besbelli bir başka dünyanın bekleme odası olan bu dünyada mutlu kişi yoktur. İnsanlar arasındaki hakiki bölünme şudur: aydınlıktakiler ve karanlıktakiler. Karanlıktakilerin sayısını azaltıp aydınlıktakilerin sayısını çoğaltmak; işte amaç budur. Bunun için haykırıyoruz: Öğretim! Bilim! Okumayı öğretmek, ateş yakmaktır; okunan her hece bir kıvılcımdır. Ne var ki aydınlık demek, mutlaka sevinç demek değildir. Aydınlıkta da acı çekilir; aşırı ışık yakar. Alev, kanadın düşmanıdır. Uçmayı kesmeden yanmak; işte dehanın mucizesi budur. Bildiğiniz ve sevdiğiniz zaman da acı çekeceksiniz. Gün, gözyaşlarıyla doğar. Aydınlıktakiler de ağlar; hiç değilse karanlıktakiler için.
İletişim Yayınları , İletişim Klasikleri
Reklam
Güneş ve zaman ve yanmak...
Güneş her gün yakıyordu. Zaman'ı yakıyordu. Dünya hızla çember çiziyor ve kendi ekseni etrafında dönüyordu, zaman da Montag'dan yardım almadan seneleri ve insanları yakıyordu zaten.
Sayfa 167
Ay oradaydı, peki ay ışığının kaynağı neydi? Güneşti elbette. Peki güneşi yakan neydi? Kendi ateşi. Ve güneş günbegün ortaya çıkar, yanarak, yanarak. Güneş ve zaman. Güneş ve zaman ve yanmak. Yanmak.
Sayfa 167 - İthaki Yayınları
"Devir değişti" dedi. "Osmanlılık bu devrin ihtiyaçlarına cevap veremez. Ok yaydan çıktı bir kere enişte. Artık geri dönüş yok bunun." Halil safaya göre devlet-i Aliye'nin unsurlarının yol ayrımında o kadar ileri gidilmişti ki artık geri dönmek için vakit çok geçti. "Ermeni Ermeniliğini, Rum Rumluğunu fark ederken Türk de
Şimdi gökyüzünde, alçakta ayı gördü. Ay oradaydı, peki ay ışığının kaynağı neydi? Güneşti elbette. Peki güneşi yakan neydi? Kendi ateşi. Ve güneş günbegün ortaya çıkar, yanarak, yanarak. Güneş ve zaman. Güneş ve zaman ve yanmak. Yanmak. Nehir Montag’ı sarsarak, hafif hafif sürüklüyordu. Yanmak. Güneş ve yeryüzündeki tüm saatler. Montag’m zihninde hepsi bir araya gelip tek bir şey oluşturdu. Montag karada uzun süre, nehirde de kısa süre salındıktan sonra, neden hayatı boyunca bir daha asla hiçbir şey yakmaması gerektiğini biliyordu.
Sayfa 167Kitabı okudu
Reklam
Güneş ve zaman. Güneş ve zaman ve yanmak. Yanmak. Nehir Montag'ı sarsarak, hafif hafif sürüklüyordu. Yanmak. Güneş ve yeryüzündeki tüm saatler. Montag'ın zihninde hepsi bir araya gelip tek bir şey oluşturdu. Montag karada uzun süre, nehirde de kısa süre salındıktan sonra, neden hayatı boyunca bir daha asla hiçbir şey yakmaması gerektiğini biliyordu. Güneş her gün yakıyordu. Zaman'ı yakıyordu. Dünya hızla çember çiziyor ve kendi ekseni etrafında dönüyordu, zaman da Montag'dan yardım almadan seneleri ve insanları yakıyordu zaten.
Sayfa 167Kitabı okudu
Ay oradaydı, peki ay ışığının kaynağı neydi? Güneşti elbette. Peki güneşi yakan neydi? Kendi ateşi. Ve güneş günbegün ortaya çıkar, yanarak, yanarak. Güneş ve zaman. Güneş ve zaman ve yanmak. Yanmak. Nehir Montag'ı sarsarak, hafif hafif sürüklüyordu. Yanmak. Güneş ve yeryüzündeki tüm saatler. Montag'ın zihninde hepsi bir araya gelip tek bir şey oluşturdu. Montag karada uzun süre, nehirde de kısa süre salındıktan sonra, neden hayatı boyunca bir daha asla bir şey yakmaması gerektiğini biliyordu. Güneş her gün yakıyordu. Zamanı yakıyordu.
Sayfa 167 - İthakiKitabı okudu
Ay oradaydı, peki ay ışığının kaynağı neydi? Güneşti elbette. Peki güneşi yakan neydi? Kendi ateşi. Ve güneş günbegün ortaya çıkar, yanarak, yanarak. Güneş ve zaman. Güneş ve zaman ve yanmak. Yanmak. Yanmak...Güneş ve yeryüzündeki tüm saatler. ... Güneş her gün yakıyordu. Zamanı yakıyordu. Dünya hızla Çember çiziyor ve kendi ekseni etrafında dönüyordu, zaman da...seneleri ve insanları yakıyordu.
Sayfa 167 - İthakiKitabı okudu
83 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.