Mutlu denilen kişilerden biri misiniz?
''Mutlu denilen kişilerden biri misiniz? Öyleyse her gün üzüntü çekiyorsunuz demektir. Her günün bir büyük kederi ya da küçük tasası vardır. Dün sevdiğiniz bir kimsenin sağlığı için endişeleniyordunuz; bugün kendi sağlığınız sizi korkutmaktadır; yarın bir para sıkıntısı baş gösterecektir; öbür gün bir iftiracının acı sözü, daha öbür gün bir dostun felaketi; ardından havanın durumu, sonra kırılan ya da kaybolan bir şey, daha sonra vicdanınızın ve belkemiğinizin hoş karşılamadığı bir zevk; bir başka gün memleket işlerinin gidişatı. Kalp acıları da cabası. Ve bu böylece sürüp gider. Bir bulut dağılır, bir başkası oluşur. Yüz günden belki ancak bir tanesi tam bir neşe, tam bir güneş içinde geçer. Ve düşünün ki, mutlu olan şu az sayıda kişiden birisiniz! Diğer insanlara gelince, sürekli durgun gecedir üzerlerindeki. Düşünceli kimseler az kullanırlar “mutlular” ve “mutsuzlar” sözlerini. Besbelli bir başka dünyanın bekleme odası olan bu dünyada mutlu kişi yoktur. İnsanlar arasındaki hakiki bölünme şudur: aydınlıktakiler ve karanlıktakiler. Karanlıktakilerin sayısını azaltıp aydınlıktakilerin sayısını çoğaltmak; işte amaç budur. Bunun için haykırıyoruz: Öğretim! Bilim! Okumayı öğretmek, ateş yakmaktır; okunan her hece bir kıvılcımdır. Ne var ki aydınlık demek, mutlaka sevinç demek değildir. Aydınlıkta da acı çekilir; aşırı ışık yakar. Alev, kanadın düşmanıdır. Uçmayı kesmeden yanmak; işte dehanın mucizesi budur. Bildiğiniz ve sevdiğiniz zaman da acı çekeceksiniz. Gün, gözyaşlarıyla doğar. Aydınlıktakiler de ağlar; hiç değilse karanlıktakiler için.
İletişim Yayınları , İletişim Klasikleri
Şimdi gökyüzünde, alçakta ayı gördü. Ay oradaydı, peki ay ışığının kaynağı neydi? Güneşti elbette. Peki güneşi yakan neydi? Kendi ateşi. Ve güneş günbegün ortaya çıkar, yanarak yanarak. Güneş ve zaman. Güneş ve zaman ve yanmak. Yanmak. Nehir Montang'ı sarsarak, hafif hafif sürüklüyordu. Yanmak. Güneş ve yeryüzündeki tüm saatler. Montag'ın zihninde hepsi bir araya gelip tek bir şey oluşturdu. Montag karada uzun süre, nehirde de kısa süre salındıktan sonra, neden hayatı boyunca bir daha asla hiçbir şey yakmaması gerektiğini biliyordu.
Sayfa 167Kitabı okudu
Reklam
Âşık Seyranî Şiir Yarışması Birincilik ödüllü şiir 2019
ASRA YEMIN OLSUN* Canan Köksal –Vel asr –İnnel insane le fi husr Zamana yemin olsun Ateşe kanat çırpan pervaneye de
Kayseri Büyükşehir Belediyesi Kültür YayınlarıKitabı okudu
Sonunda zaman geçer, gece karanlığı çekilir. Geçit törenleri sona erer, güneş tepeye yükselir. Bütün büyük festivaller ölüm ve yeniden doğuş döngüsüne dayanır. Nerede kutlandıklarının bir önemi yoktur; Paskalya Yortusu, Cadılar Bayramı, Ramazan Bayramı, Diwali, Saturnalia, Morganstreich; hepsinde birbirine benzer bir tat vardır. Tekrar yaşayabilmek için cefa çekilmeli, karanlığa gömülmeli ve helak olunmalıdır. Bu, hayattan kaçış veya hayata verilen bir ara değildir; daha ziyade onun farkına varmaktır; Zerdüşt'ün yaptığı gibi "karanlık dağlardan çıkan bir sabah güneşi gibi" yanmak ve sönmek içindir.
Sayfa 270 - RenKitabı okudu
Ay ışığının kaynağı neydi? Güneşti elbette. Peki güneşi yakan neydi? Kendi ateşi. Ve güneş günbegün ortaya çıkar, yanarak, yanarak. Güneş ve zaman. Güneş ve zaman ve yanmak.
Sayfa 167 - İthakiKitabı okudu
Ay oradaydı, peki ay ışığının kaynağı neydi? Güneşti elbette. Peki güneşi yakan neydi? Kendi ateşi. Ve güneş günbegün ortaya çıkar, yanarak, yanarak. Güneş ve zaman. Güneş ve zaman ve yanmak.
Reklam
hiçbir zaman tam anlamıyla algılayamadığı insanların acısına gömülmek, ölümlerine yanmak zordu.
Züleyhanâme..
Mülteciyim vuslattan ömrümün nehrine ikinci 𝓑𝓪𝓱𝓪𝓻 vaat midir? Susuyorum artık, ciğer acımı harflere yürek sızımı cümlelere yükledim. Aldım cümle kadınların yalnızlığını dönüşü olmayan bir yola çıkıyorum, çıkınımda gözyaşlarım adımlarında sevda düşlerinin izleri gidiyorum Yusuf.. Geride Züleyhanâmemi bırakıyorum yani Aşkın Meali mektuplar. Seni
Hayata yakından bakın bir.
Hayata yakından bakın bir. Her yanından ceza hissi duyulacak şekilde yapılmıştır o. Mutlu denilen kişilerden biri misiniz? Öyleyse her gün üzüntü çekiyorsunuz demektir. Her günün bir büyük kederi ya da küçük tasası vardır. Dün sevdiğiniz bir kimsenin sağlığı için endişeleniyordunuz; bugün kendi sağlığınız sizi korkutmaktadır; yarın bir para
Sayfa 154 - 2. Cilt (İletişim Yayınları)Kitabı okudu
Şimdi gökyüzünde, alçakta ayı gördü. Ay oradaydı, peki ay ışığının kaynağı neydi? Güneşti elbette. Peki güneşi yakan neydi? Kendi ateşi. Ve güneş günbegün ortaya çıkar, yanarak, yanarak. Güneş ve zaman. Güneş ve zaman ve yanmak. Yanmak. Güneş her gün yıkıyordu. Zamanı yıkıyordu. Güneş de zamanı yakarsa, bu her şeyin yanması anlamına gelirdi!
Sayfa 167
83 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.