Anne'nin kaybını hissetmek, gerçekten hissetmek güçtü.Varlıklarını Leyla'nın zaten hiçbir zaman tam anlamıyla algılayamadığı insanların acısına gömülmek, ölümlerine yanmak zordu. Ahmet'le Nur yalnızca bir bilgiydi Leyla için. Bir masaldaki kahramanlar gibi. Tarih kitabındaki krallar.
_Kanatsız uçmaya kalkışma!
_Ham, pişkinin halinden anlamaz; öyle ise söz kısa kesilmelidir vesselâm.
_O, kırmızı güldür, sen ona kan deme. O, akıl sarhoşudur, sen ona deli adı takma!
_Hakiki olan vaadleri gönül kabul eder; içten gelmeyen vaadler ise insanı ıstıraba sokar. Kerem ehlinin vaadleri görünen hazinedir; ehil olmayanların vaadleri ise
Hiçbir zaman çıkmamalıydım ben bu yolculuğa.
Uzaktan göğün ışığıdır güneş, ama yaklaşınca bir cehennem ateşidir!
Bırakmalıydım, uzak aydınlığıyla uzun süre, uzun süre sallasın beşiğimi, buralara gelip yanmak yerine!
Adem'dim ben ve uzaklık, yeryüzü cennetimdi benim
Ne gereği vardı ağaca doğru yürümenin?
Ne gereği vardı elimi meyvaya doğru uzatmanın?
Ne gereği vardı o akkor yıldıza yaklaşmanın?
"Şimdi gökyüzünde, alçakta ayı gördü. Ay oradaydı, peki ay ışığının kaynağı neydi? Güneşti elbette. Peki güneşi yakan neydi ? Kendi ateşi. Ve güneş günbegün ortaya çıkar, yanarak, yanarak. Güneş ve zaman. Ve yanmak."