"Su başında durmuşuz
Çınar, ben, kedi, güneş, bir de ömrümüz...
Su serin, çınar ulu,
Ben şiir yazıyorum, kedi uyukluyor, güneş sıcak,
Çok şükür yaşıyoruz.
Suyun şavkı vuruyor bize
Çınara, bana, kediye, güneşe, bir de ömrümüze."
.
.
Bağın yoksa, kin ve nefret arasında savrulur durursun işte...
.
Anadolu 'nun bir kasabası... Adı Çınar... Çınar Kasabası... Kemal için 20 yıllık bir özleme ve trajediye ev sahipliği yapıyor bu kasaba aslında... Yıl 1985... Hayatının en zor sınavını veren Kemal için sonun başlangıcı... Ve bizler 1985_2005 yılları arasında savrulup dururken, satırlar arasında kaybolacak, kah hüzünlenip, kah aşkla sarmalanacağız... Bağ için hazırsanız başlıyoruz..
.
.
Kasabanın biraz dışındaki bağın hemen kenarından akan nehir, o nehre her gün gölgesini veren çınar ağacı, Eren ve Kemal'in dostluklarına, sırlarına, aşklarına ve kaybedişlerine şahitlik etmişti yıllar yılı.. Taa ki o geceye kadar... Kenan'ın 20 yıllık sürgününün başlayacağı o felaket gününe kadar... İnsanların ne kadar kötü olabileceğinin, hırsın ve para sevdasının gölgesi altında yitip giden hayatların, yıkılıp yıkılıp yeniden başlamanın adı #bağ
Babasının ölüm döşeğinde olduğunu öğrenen Kemal, 20 yıldır adım atmadığı kasabasının yolunu tutuyor.. İçinde geçmişin kırıkları... Döndüğünde öğrendiği gerçeklerle, hayatının tüm dengeleri değişen Kemal için Çınar nasıl bir gelecek hazırlıyor... Ben öğrendim sıra sizde der hepinize şimdiden keyifli okumalar dilerim ️ Kitapla Kalın