DOKUNMAK !
Dudakların isyan ateşini yakarken tenimde Ellerin tanrıça misali baştan yaratır beni Şarabın tadına varırken ruhumun dili Sana dokunmak güneşte bahar yeli Dizginlenemez ya da zincire vurmaz hazların pençesinde Arzunun abı hayatında yıkanırken tenim Parmaklarınla uslanıyorken hayallerim Sana dokunmak yağmurun yüreğinde termometre iflası
"Kalır mı sonraya bir şeyler bizden, Farkımız yok mu kar üstünde izden, Düşün bunu bir gün güneşte ısın, Bu hayat aşkınla neden yalnızsın!"
Reklam
Özgürlüğe Dair
Günlerinizin ve gecelerinizin üzerine nasıl yükseleceksiniz henüz idrakinizin şafağında öğle saatlerinize vurduğunuz zincirleri kırmazsanız? Aslında özgürlük dediğiniz şey bu zincirlerin en sağlamıdır, halkaları güneşte parıldayıp gözlerinizi kamaştırsa da. Özgür olabilmek için çıkarıp atacağınız kendi özünüzün parçalarından başka nedir ki? Kaldırmak istediğiniz adaletsiz bir yasaysa, o yasayı kendi alnınıza siz yazdınız kendi ellerinizle. Onu hukuk kitaplarınızı yakarak veya üzerlerine denizleri boca etseniz bile yargıçlarınızın alınlarını yıkayarak silemezsiniz. Ve tahtından indirmek istediğiniz bir despotsa söz konusu olan, önce onun içinizde kurulu tahtını ortadan kaldırın. Bir zorba özgür ve gururlu olanlara nasıl hükmedebilir, eğer onların kendi özgürlüklerinde bir zorbalık, kendi gururlarında bir utanç yoksa? Ve üstünüzden atmak istediğiniz bir yükümlülükse söz konusu olan, bu yükümlülük size dayatılmadı, onu siz seçtiniz.
Ne deniz kenarında, ne ovada, ne dağ başında, ne güneşte, ne havada mesut olmasını bilmeyenler acaba kışın şehirde, yağmurda ve çamurda mesut olmayı bilecekler mi ? Ne gezer: Ne kış ne yaz bir dakika mesut olmayı bilemeyenler bir memleketi mesut etmeyi nasıl bilsinler? Sırf memleketin saadeti için şahsen mesut olmanın hünerini öğrenmeye muhtacız.
Sayfa 44
·
Puan vermedi
‘’Bu, dünyanın neden düzelemeyeceğini biliyor musun? Çünkü birinin hayalleri bir başkasının kabuslarıdır.’’ Adolfo Bıoy Casares’in okuduğum ilk kitabı oldu. Çok sıradan başlayan ve çok inanılmaz yerlere giden bir hikaye dinliyoruz kendisinden. Saat tamircisi olan anlatıcımızın karısı Diana’nın akıl hastanesine kapatılması ve sonrasında kendisine Dian’a isimli köpek edinmesiyle başlayan olayları okuyoruz. Diana (insan olan) hastaneden çıkıyor ama başka bambaşka biri olarak. Anlatıcımız onda nelerin değiştiğini gözlemlerken olaylar epey ilginçleşiyor. Yılların getirdiği değişimlerden ve belirsizlik duygusundan ortaya çıkan kitap, tam da buna dair düşündürüyor insanı. Yazarın kelimeleri kullanma biçimine ve zekice yazdığı mizahi cümleleri beni mest etti. Yazarın üslubundan olsa gerek, bazı bölümlerde Emile Ajar’ın ‘Onca Yoksulluk Varken’ kitabındaki karakterlerin sıcak, içten ve yer yer mizahi diyalogları aklıma geldi. İlk başta öyle görünmese de, bu bence çok güzel bir aşk hikayesi. Çünkü unutamayacağım bir cümleye sahip : ‘’Birinin diğerini sevme nedeninin, kusurları olabileceği hiç aklınıza gelmedi mi?’’ Bayıldım!
Güneşte Uyumak
Güneşte UyumakAdolfo Bioy Casares · Everest Yayınları · 052 okunma
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.