The Notebook filminde geçen bir söz var: ‘Bir erkek, kadının gözlerine baktığında, o kadında başka bir kadını görüyorsa, kadın bunu anlar…’ Yani erkeğin unutamadığı biri varsa, kadınlar bunu hisseder. Kadınların hislerinin çok güçlü olduğunu unutma.
Bazen tek bir kelimenin bile, sayfalar dolusu kitaptan daha çok şey öğreteceğine inanırdı. O nedenle, kelimelerin anlamlarına önem verir, gerekli gördüklerini araştırırdı.
Umut Işığım fiminden.
“Sana bir şey söyleyeyim. Biliyorum, babanı dinlemek istemiyorsun ama söylüyorum sana. İşaretlere dikkat etmelisin. Hayat böyle sana elini uzattığında, sen de ona uzatmazsan, günah işlersin…”
Aslında birçok insanın yaşadığı sorun tam olarak budur. Kendisine bir yol çizememek... Geleceği düşünüp, buna uygun kararlar alıp, gerekli adımları atamamak. Eskiler buna “İstikamet” dermiş. Bir istikameti olmamak ve o istikamette ilerleyememek…