anıtkabir mezar odasında yer alan topraklara dair..
1981'de Türkiye'deki vilayet sayısı 67 idi. 68. vazo 1974'den beri Türk ordusunun işgali altında bulunan ve bugün itibarıyla da dünya ülkelerinin çoğunluğunca meşru bir devlet olarak tanınmayan ihtilaflı bölge Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne ait toprağı ihtiva ediyordu. Bugünse Atatürk' ün mezarını çevreleyen 68 değil 83
Sayfa 154 - 1974'den beri Türk ordusunun işgali altında bulunan.. yav he he..Kitabı okuyor
Olmak istediğimiz gibi değiliz, olacağımız gibi de değiliz, ama olduğumuz gibi de değiliz… -Güney Carolina dağlılarının bir atasözü
Reklam
Biz Neyiz? Söylesene!
Olmak istediğimiz gibi değiliz, Olacağımız gibi de değiliz, Ama olduğumuz gibi de değiliz. -Güney Carolina dağlılarının bir atasözü-
·
Not rated
İçimdekiler: 'Burada olduğumu kimseye söyleme'
Einstein, bir konferans için yola çıktığında, gideceği adresle ilgilenmez, çevresindeki herhangi birinden öğrenir öğrenemez ise de bir çaba göstermezmiş. Bir konferans için yola çıkmış. Bir gün önce başlamış olan konferans için, konuşma yapacağı gün havalimanına inmiş. Taksi durağında bekleyen taksiciye yanaşıp, üniversiteye gitmek istediğini
Böyle Yaşandı
Böyle YaşandıHaydar Doğan · Favori Yayınları · 20183 okunma
We ain’t what we want to be, and we ain’t what we’re going to be, but we ain’t what we wuz. Ne olmak istiyorsak henüz o değiliz ve henüz olacağımız şey de değiliz, ama ne idiysek artık o da değiliz. Güney Carolina dağlılarının bir atasözü
Sayfa 7 - Tiyo Yayıncılık
We ain't what we want to be, and we ain't what we're going to be, but we ain't what we wuz. Güney Carolina dağlılarının bir atasözü Bu kitabı, intihar eden birkaç arkadaşıma ve paranoyadan, şizofreniden mustarip birçok arkadaşıma ithaf ediyorum. Onlar, öyle sanıyorum ki çağımızın (belki de bütün çağların) belâsını en yakından görecek noktaya yaklaşmışlardı. Bu tehlikeli noktadan salim bir bölgeye adım atmaya yeltendiler belki; belki tekinsiz hareketleri yüzünden meşum bir darbeyle devrildiler. Onlara isabet eden yıldırım bana çarpmadıysa, bunu önce şiir binasının saçağı altına sıçrayacak ataklığı göstermiş olmama ve sonra siyasî anlamda bir bağlanmanın hayat içindeki karşılığını arama çabasına borçlu olduğuma inanıyorum. Şiir ve siyaset, bana verilen tekinlikti. Dolayısıyla bu kitabın konusunu şiirin ve siyasî bağlanmanın birbirine geçiştiği bölge veya bölgeler oluşturacak. Hemen bildirmem gerekir ki, size sistematik bir temellendirme sunacak değilim. Böyle bir şey yapmayı hem istemiyorum, çünkü yaparsam dile getirme gereğini duyduğum hususlarda kesip biçmeler, eğip bükmeler, kırpmalar ve eklemeler yapmak zorunda kalacağımı görüyorum; hem de sistematik bir temellendirme için elverişli yöntemi henüz ele geçirdiğimi sanmıyorum. Burada, oluşmakta bulunan bir zihniyetin hikâyesini, bu oluşumdan en çok ve doğrudan doğruya etkilenen birinin kaleminden okuyacaksınız. O halde önünüze karmakarışık bir yığın bırakıyorum. Doğrusu onu orada ben de öyle bulmuştum.
Reklam
Güney Carolina kıyısında bir yerde, köle avcılarının ortaya getirdiği İbo kabilesi kendilerini göle bırakmıştı. Su onları buraya getirdiyse eve de götürebilirdi, buna inanıyorlardı. Köle olarak yaşamaktansa kendilerini suya bırakmanın daha iyi olduğuna...
Sayfa 102Kitabı okudu
Gerçek bir hikayedir!
George Stinney Jr., ABD'de 20. yüzyılda ölüme mahkum edilen en genç insandı. Elektrikli sandalye tarafından idam edildiğinde sadece 14 yaşındaydı. Duruşması sırasında, infaz gününe kadar, masum olduğunu iddia ederek her zaman elinde bir İncil taşıdı. 11 yaşındaki Betty ve 7 yaşındaki Mary olmak üzere iki beyaz kızı öldürmekle suçlandı, gencin ailesiyle birlikte ikamet ettiği evin yakınında bulundu. O sırada tüm jüri üyeleri beyazdı. Duruşma sadece 2 saat sürdü ve ceza 10 dakika sonra verildi. Çocuğun ailesi, mahkemeye hediyeler vermesi ve ardından onları o şehirden kovması nedeniyle tehdit edildi ve engellendi. İnfazdan önce George, ebeveynlerini görmeden 81 gün geçirdi. Şehrinden 80 km uzakta, yalnız bir hücreye hapsolmuştu. Ebeveynlerinin veya bir avukatın varlığı olmadan yalnızdı. Kafasında 5,380 volt ile elektrik verildi. 70 yıl sonra, masumiyetinin nihayet Güney Carolina'da bir yargıç tarafından kanıtlandı. İki kızın öldürüldüğü alet 19.07 kilogramdan daha ağırdı. Bu nedenle, Stinney'in onu kaldırabilmesi imkansızdı, iki kızı öldürecek kadar sert vurabilecek kadar gücü de yoktu. Çocuk masumdu, biri onu sadece siyah olduğu için suçlamak için her şeyi bir araya getirdi. Stephen King, bu davadan 1996 yılında #GreenMile (Yeşil Yol) adlı kitabı yazarken bu hikayeden ilham aldı. Daha sonra filmi çekilen hikaye tüm dünyada bilinir oldu. #dklist #yeşilyol #stephenking #stephenkingkitapları
*YEŞİL YOL* NİYE YAZILDI
George Stinney Jr., Amerika Birleşik Devletleri'nde idama mahkum edilen en genç kişiydi. Sadece 14 yaşındaydı ve 1944 yılında elektrikli sandalyede idam edildi. Mahkemesi boyunca, idam gününe kadar, her zaman elinde bir İncil taşıyarak masumiyetini iddia etti. 11 yaşındaki Betty ve 7 yaşındaki Mary adlı iki kızın öldürülmesiyle suçlandı, cesetler çocuğun ailesiyle birlikte yaşadığı evin yakınında bulundu. Duruşma sadece 2 saat sürdü ve karar 10 dakika sonra açıklandı. Çocuğun ebeveynlerine mahkeme salonuna giriş izni verilmedi ve duruşmadan sonra şehirden sürüldüler. İdamdan önce, George 81 gün boyunca ebeveynlerini göremeden hapiste kaldı, şehirden 130 km uzakta yalnız başına tutuldu, konuşacak kimsesi yoktu. Ebeveynlerinin veya bir avukatın bulunmadığı yerde tek başına sorgulandı. Kafasına 5,380 volt elektrik verilerek elektrikle öldürüldü. 70 yıl sonra, masumiyeti sonunda Güney Carolina'daki bir hakim tarafından kanıtlandı. İki kızın öldürüldüğü demir çubuk, 19 kilogramdan fazla ağırlıktaydı. Dolayısıyla, Stinney'nin onu kaldırabilecek veya iki kızı öldürecek kadar sert vurabilecek durumda olması imkansızdı. Stephen King bu davadan esinlenerek kitabı Yeşil Yol'u yazdı, ki bu 1999'da sinemalara da uyarlandı. Masum ruhu huzur içinde yatsın.
155 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.