96 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Peki Sen Neyin Peşinden Koşan Bir Amok'sun?
Amok Koşucusu, Stefan Zweig'ın yazmış olduğu bir uzun öyküdür. Bu öykü adını, Uzakdoğu'da bir tür cinnet hâlini târif etmek için kullanılan Amok tâbirinden alır. Hikâye, Endonezya'nın Hollanda sömürgesi olduğu dönemde bir doktorun, Avrupa'ya yolculuk yaptığı gemide karşılaştığı bir yolcuya başından geçenleri anlatması etrafında gelişir. Avrupa
Amok Koşucusu
Amok KoşucusuStefan Zweig · Yakamoz Yayınevi · 2019112,6bin okunma
t.me/TurklukBilimi ‍ Tarihi eserlerde Med sözüyle ilk kez Maday biçiminde Asuri kralı Selmenser’in D.Ö.844, 838. yıllarda, Gutti-Lullubi ülkesine saldırılarıyla ilgili taş yazıtlarında karşılaşıyoruz. Asuri krallarının bazılarının tabletlerinde Med adıyla birlikte Gutti (Guttium) adı da geçmiştir. Zaten bu halklar komşu olmuş ve hepsi de
Reklam
-- 18. ve 19. yy.de Osmanlı vergi toplayamıyordu. -- Sanayileşme, makineler ve çalışanlar ithal edilerek sağlanmaya çalışıldı ancak başarısız oldu. -- Anadolu bu dönemlerde sefalet ve hastalık içindeydi. Her doğan 4 bebekten 1i ölüyordu. -- Balkan savaşları sonrası sanayi ve tarım gelirleri ortalama yarı yarıya düştü. -- Aynı
Moğollann erken tarihi hakkında neredeyse hiçbir şey bilinmemektedir. Bir kez ortaya çıkmalarının ardından devam eden tarihleri, genellikle hiçbir amacı ve tutarlılığı olmayan sansasyonel bir fetih, yağma, talan ve yıkım hikâyesi olarak ele alınmaktadır. Bu büyük bir çarpıtmadır; Moğollar Avrasya'da varolan en büyük imparatorluğu yaratmışlardı. Doruğunda olduğu sırada imparatorluk, batıda Macaristan'dan doğuda Kore ve Çin'e, kuzeyde yer alan bozkırlardan güneyde Levant, İran ve Birmanya'ya kadar uzanıyordu. Bütün komşu yerleşik devletleri hâkimiyeti altına almış ilk ve tek bozkır imparatorluğu olmuştu. Avrasya'da sadece bir iki yer Moğollann doğrudan etkisi altında kalmamıştı: Batı Avrupa, Hindistan ve Güneydoğu Asya. 1200'den sonraki 150 yıl boyunca Avrasya tarihinin büyük bir bölümü yalnızca Moğollann yarattığı etkiyle anlaşılabilir.
Sayfa 401 - ALFA Basım Yayım Dağıtım [ISBN 978-605-106-164-1], 3.Basım; Kasım 2013Kitabı okudu
Rusya Komitesi’nin en tecrübeli elemanlarından biri de Büyükelçi Werner Otto von Hentig idi. Von Hentig, gerek Doğu’daki Türk mültecileriyle gerekse Türk siyasî ve askerî makamlarıyla yıllardır yakın ilişki içindeydi. Bu yüzden von Hentig’e Güneydoğu Avrupa kavimlerinin (Kafkasyalılar, Kırgızlar, Tatarlar) meselelerinin incelenmesi görevi verildi, Eylül 1941’de de Rusya seferiyle görevli olan Hentig, 11. Başkomutanlık nezdinde Dışişleri Bakanlığı temsilcisi olarak da görevlendirildi. Werner Otto von Hentig: Eski Alman Büyükelçisi, Dışişleri Bakanlığı’nda Rusya’daki Türklerin işleriyle meşgul idi. Mükemmel Fransızca biliyordu
"Balkan" ismi de Türklerden gelen coğrafi bir tabirdir. Bugün bu ismi kaldırmaya çalışıp Balkanlara "Güneydoğu Avrupa" diyorlar. Evvela iki kelime ekonomik değil, ikincisi Güneydoğu ama kime göre Güneydoğu? Tabii ki Almanya ve Fansa'ya göre... Bize göre niye Güneydoğu Avrupa olsun ki?
Sayfa 19 - KronikKitabı yarım bıraktı
Reklam
324 öğeden 241 ile 250 arasındakiler gösteriliyor.