Hiç kolay değil, 14 milyon insanın etkilendiği büyük bir deprem..büyük bir yıkım.. Ateş düştüğü yeri yakıyor. 🔥
Depremi yaşayanlara soruyoruz. Nasıldı? Deprem demiyorlar, "kıyamet kopuyor sandık," diyorlar. 💥
Genel anlamda fiziksel toparlanma en az 2 yılı, ama ruhsal toparlanma ise 10 yılı alacak gibi görünüyor.
Misal haberlerde görüyoruz. Depremin üzerinden 1 ay geçti, çadırda yaşayanlar su yok, elektirik yok, diyor..
Perişan haldeler..
Görülen o ki üzerimize düşen en az 2 sene kadar depremzedelere yardımcı olmaktır.
Tamam depremin ilk günleri yardım ettik deyip, sonra ki günler için bir köşeye çekilmemiz doğru değildir.
Değerli dostlarım, yardımlarımızı sürdürmemiz gerekiyor, diye düşünüyorum.
En derin samimiyetimle.. 🙏
Aşık, Maşuk'unu çok sever,
Maşuk'un da kendisine karşı boş olmadığını hissetmektedir aşık.
Ancak cesaretini toplayıp da bir türlü sevdiğine açılamaz.
Aradan günler aylar geçer.
Artık bu şekilde devam edecek gücü kalmadığını hisseder aşık.
Sonunda dayanamaz ve maşuk'un evine gider,
Kapısını çalar.
İçerden bir ses:
- Kim o? der.
Aşık, cevap
Bu incelemeyi değerli Tuco Herrera'ya ithaf ediyorum, Aziz Nesin'in öz evladı olsa, kendisini ancak bu kadar sevebilir, bilenler bilir. :) Bir Aziz Nesin kitabı okumamı istiyordu ve Ankara toplantılarımızın birinde bu kitabı hediye etti sağolsun, onunla tanışma kitabı olarak en iyi seçimin bu olduğunu söyledi. Yazarın çok fazla kitabı var, benim
Düşüyorsun,KörsünveÇığlıkAtıyorsun
HayatınSisteminOlmasınıİstediğiDurum
değil mi şu durum adına bile okumak, benim için güzel 1nedendi. Son dönem Prospero Kitaplığı içindeki en sevdiğim kitaplardan 1i oldu**** Bu kitabı ben kadar sevmeyebilirsiniz ben bayıldım benim en sevdiğim 2kitap konusumevcut zira 1i körlük üzerine her kitabı bayıla bayıla
Kitap temelde ava gidenin avlandığı mücadeleyle geçen bir kovalamaca öyküsünü anlatıyor. Ama ebeveyn-çocuk ilişkileri ve dostluk üzerine de çok önemli alt mesajlar içeriyor. Tilkiye Hanımın Tilki Bey’e duyduğu sevgi ve minik tilki yavrularının babasıyla olan diyalogları benim içimi öyle bir ısıttı ki… Dayanışma, birbirini dinleme, fikirlere değer
Beynimde yankılanan bir melodi
Kafamda düğüm olmuş düşünceler
Bunalan yalnızlığımda kaybolurken
Bir anıya tutuklu kalan saatler
Bekliyorum bekliyorum gecenin deli eden sessizliğinde
Kaç saat geçmiş bilmiyorum
Melodiler değişiyor, bir iki üç...
Kaçıncı eskittiğim şarkı bu bilmiyorum
Ben soru işaretlerinden ibaretim
Cevaplarını hiç bir zaman
Minik, tiz bir ses ''hevhevhev'' diye göğe sesini uçurtma misali uçuruyordu. Onu bulmak epey zordu, çünkü avuç kadar bir can taşıyordu. Bir baktım balkondan, sütlü çikolata renginde, kımıl kımıl kımıldayan, pembe dilli bir bebek köpek. Ama nasıl tatlı, dıgıl dıgıl ordan oraya koşuyor, heyecanlı. Sahibi, efendisi(!) onunla
genç kız gülümseyerek dedi ki
nedir bu altın halkanın sırrı
parmağımı böylesine sıkan
bu halkanın sırrı
yüzü bunca parlak, ışıltılı
bu halkanın sırrı
adam hayran oldu ve dedi ki
mutluluk halkası, yaşam halkası
"kutlu olsun" dediler hep bir ağızdan
genç kız, yazık ki yine
kuşkuluyum dedi bunun anlamından
yıllar geçti ve bir gece
solgun kadın o altın halkaya baktı
parlak işlemelerinde gördü ki
kocasından vefa görmek umuduyla nice günler
heder olup gitmiş, heder olup gitmiş
perişan oldu kadın
ve bu halka ki yüzü hâlâ parlak, ışıltılı
kulluk kölelik halkasıdır, diyerek
için için ağladı