Paris'te küçük bir daire de yaşayan yaşlı ve yoksul bir kadının yaşamını konu alan küçük tikili kadın kitabını okudum bu ay ve çok sevdim.Yaşlı kadın zenginlerin arasında dolaşıp her gün evine döner ta ki küçük bir tilki kürk'ü bulana dek sürer bu.Onlar gibi hissetmek için bir sürü şey dener.Kahve çekirdeklerini sayar,metronun gürültülü seslerini dinler ve paris sokaklarını tıpkı diğerleri gibi dolaşır.
**
İnsan kalabalıklar içindeyken kendini yalnız hissetmez bu da bir kaçma,korkma ve sığınma şeklidir.Aslında esas yalnızlık burada başlar ve korkutucu olan.Yalnız insanlar güçlü'dür onların başkalarına ihtiyacı yoktur ve tek başlarına da mutludurlar.Fakat kalabalıklar içerisinde görünmez olanlar için tam bir yok oluştur yalnızlık esas mutsuzluğu yaratır..İnsanları güçlü yapan onların umutları,hayalleridir bunlar olmazsa insan bir hiç'tir.
Bir solukta okuyacağınız,etkili,akıcı ve derin düşüncelerle bezeli Küçük tilkili kadın'ı mutlaka okumanızı tavsiye ederim.
118 syf.
8/10 puan verdi
Yalnız, yalnızlığına mı aşıktır? Ya aşk?
Gürültülü Yalnızlık / Bohumil Hrabal (Çek C. )/ Roman / İlk Yayın Tarihi: 1980 / Çev: Elif Göktepe / Notos K. – 118 Sh.
Arthur Schopenhauer beliriverdi karşımda: "Aşk en yüce yasadır ve bu aşk şefkattir."
(Kitaptan etkileyici bir alıntı)
Çok sıra dışı bir kitap..Hidrolik presiyle atık kağıtları ve kitapları presleyen bir adamın hikayesi.
"Otuz beş yıldır atık kağıt işinde çalışıyorum, bütün love story'im bu benim..ağır ağır, harflerin kirine pasına bulanıyorum, öyle ki ansiklopedilere benziyorum artık." diye başlıyor..
B. Hrabal (1914 - 1997) bir süre yer altı yazarlığı yapmış çünkü bastıramamış yazdıklarını. Bu onun en ünlü en tanınan kitabı. Otobiyografik bir roman çünkü kendisi de birkaç sene böyle bir işte çalışmış.
Keyifli okumalar...
Yazarın okuduğum ilk kitabı. Kalemini çok beğendim. İçeriğinde farklı hikayeler de mevcut…
Özet olarak Aziz bey hadisesinde ; Aziz Bey, burnu havada, başı dik, yakışıklı, aklı bir karış havada, eğilip bükülmeyen aynı zamanda oldukça duygusal bir adamdır. Tek çocuk olarak büyümüş olan Aziz Bey, hırçın bir babaya sahiptir.
·
Not rated
“Ve saatlerce büyük gri havuzun eteğinde
Küçük ve katı adımlarla gidip yakalanmak
Daha birçok daha güzel yelkenliler
Unutuldu uçuştukları için daire çizerek
Fakat mecburuz düşünmeye küçük ve solgun
Şeklini havuza dalıp gider gibi görünen yüzün
Ey çocukluk ey kaypak tartı
Nereye nereye”
Zarifoğlu’nun lisans tezi Rilke ve bu çalışması ona dair
Stil sahibi, özgün edebi dil
Roman, ana karakterimiz C. nin şikayet ettiği gürültülü kalabalıklar içinde yalnızlığını anlatarak başlıyor ve aslında ironik şekilde gene bu gürültülü kalabalıklar içindeki yalnızlığıyla sona eriyor. Hayatını ideal kadınını bulmaya adayan C. nin gündelik rutinini dahi bu takıntı yönetiyor. Aradığı mükemmel aşkı bulana kadar da inatla farklı
Los Prisioneros’tan Corazones albümünü dinledim.
Daha önce başlayıp bir şekilde devam etmediğim Büyülü Dağ’ı masama, gözümün önüne koydum.
Chinoy’un videolarını izledim, özellikle merdivende oturup içtenlikle söylediği Vamos Los Dos’u sevdim.
Raymond Carver’ın Katedral’ini yeniden okumaya karar verdim.
Ve en çok şiire açlık hissettim.
