Home
Search
What to Read?
Sign In
Sign Up
Shopping
Explore
Books
Authors
Readers
1000Kitap Android ApplicationFREE – Download from Google Play
1000Kitap iOS ApplicationFREE – Get it from App Store
©2024 · 1000Kitap Web Application · 2.37.24
Gustave Flaubert'in evlenip taşrada yaşamak zorunda kalan ve taşra/kasaba hayatından bunalıp sıkılan bundan kocası dışındaki erkeklere aşık olarak kaçmaya çalışan bir kadını tasvir ettiği kitabı anca bitirebildim. Kitabın başları genel anlamda beni etkiledi çünkü Madam Bovary karakterin o iç sıkıntısını erkek olmama rağmen birebir hissettim diyebilirim. Aşk temelli yapılmayan evlilik üstüne aşık olmadığın adamdan yapılan bir çocuk ve bu hayatın yeknesaklığından ve boğuculuğundan kaçmak için başka erkeklere yönelmek.. Genel olarak okurken sıkılmadım ama sonlara doğru kitabın tekrara düşüyor olması ve trajik sahneyle bitmesi 21.yüzyıl insanı olduğum için klişe geldi. Ama yine de Nurullah Ataç ve onun vefatı sonrası Sabri Esat Siyavuşgil'in güzel çevrisi sayesinde sürükleyici bir şekilde okunabilecek bir kitap.
Kitap genel haliyle betimlemelerden dolayı yoğundu.
İçinde bulunduğu yaşam biçimini reddeden, bencil, ozanların anlattığı yaşamı arzulayan, tatlı sözler karşısında kendinden geçen, sadık olmayan bana göre şıp sevdi olan Madam Bovary adlı kadının kocası, kızı ve sevgilileriyle yaşadığı hayatı konu alan bir kitaptı.
Zaman zaman Emmaya çok sinirlendim çünkü kocası olan Charles'e haksızlık yapıyordu. Kocasının ona olan sevgisi bir türlü yetmiyordu hep daha fazlasını istiyordu ve hayatından bir türlü memnun değildi ve bu durum onun sonunu getirdi.
Kitaptan çıkardığım ders ise yaşadığımız hayatı benimsememiz. Çok uçuk hayallerle ve duygularla yaşamamız gerektiği. Her şey dozunda olmalı...
96 syf.
10/10 puan verdi
Gerçek Acı Dışa Vurulmayan Acıdır Gustave Flaubert'den Hayat Dersleri
Hazırlayan:Dr.Nimet Karadağ
.
.
Ve hayat dersleri serisinin beşinci kitabını okudum.Sıra altıncı kitapta.Bu kitapta Dünya ve Fransız yazılarının seçkin kalemi aynı zamanda romancı Flaubert'in hayat hikayesini okudum hem de eserlerinden en çarpıcı kesitleri okudum iyi ki de okudum böyle kitapların sayısının artması dileğiyle.Her daim kitapla kalın.
Her zamanki gibi bir yasak aşk hikayesi. Anna Karenina'nın farklı versiyonu. Hikayenin ahlak dışılığını bir kenara bırakırsak, dil akıcı, kurgu ilginç. Karakter tahlilleri fena değil. Tarz olarak sanki Tolstoy ve Dosto'nun karışımı gibi.
Bovarizm tanımının ortaya çıkmasını saglayan başlıca eser Madam Bovary'i #okudumbitti, peki bu bovarizm nedir? Bovarizm: kendini diğer kişilerden farklı ve üstün görerek bulunduğu durumdan hoşnut olmayan ve yaşam koşullarıyla bağdaşmayacak düşler peşinde koşan kişilerin içinde bulunduğu durum. Cok güzel bir eser, insanin tatminsizligini, doyumsuzlugunu bunlar ugruna kendi kendini yok etmeyi cok guzel anlatiyor. Tabi klasikleri okur okumaz hemen filmini izlemekte alışkanlığımdır Filmide kitabi kadar güzel olmasada yinede ana temadan sapmamış olmalarınının etkisiyle o da guzeldi.
Madam Bovary'vari bir sürü eser var. Üstelik hepsi modern çağdan da değil, yine klasik diyebileceğimiz romanlar/hikayeler... Tolstoy'unki, Emile Zola'nınki... Ama GF'nin eseri yine en iyisi!
Bana, bu çok önemli bir nokta belirtiyor: neredeyse her alanın daha iyisini görebiliyoruz çağımızda, yaşadığımız hangi demse onda. Ancak kitaplar bundan müstağni gibi duruyor. Daha iyi bir roman, daha iyi bir öykü yazılamıyor. "Çağının mutsuz tanığı veya hayallerindeki insanlara daha yakın, onları daha çok seven" karakter ve öykü dendiğinde, yine en iyisi Bayan Bovary gözüküyor...
Madam Bovary nin hayatıyla ilgili kısa ve öz tek bir alıntıyla anlatabiliriz, o da Jean Jacques Rousseau nın emıle sinden.
'mahrumiyetler, arzularımızın önünde bir engeldir ve engellenmek insana acı verir. o halde bizim mutlu ya da mutsuz olmamız arzularımıza kavuşabilecek gücümüz olup olmadığıyla ilgilidir. insan bebeklik döneminde mutsuz değildir, çünkü arzu ve iktidarı denge halindedir.
insanın arzuları ne kadar çoksa çaresizliği de o kadar büyüktür. çünkü imkanlarının ötesine geçen arzularını tatmin edmeyen kişi, kendisini zayıf be değersiz HİSSEDER. '
Emma yanı Madam Bovary de olmayacak arzuların peşinde kaybolmuş bir hayalperest. Mutsuz ama kendi kendini mutsuz edenlerden. O dönemde büyük sansasyonlara yol açması normal, okuduğunuzda anlatacaksınız.
Varsayımlara göre bizim Aşk ı Memnumuz bu kitap vesilesiyle vucud bulmuş.
Klasik eserler üzerine yapılan onca eleştiri, övgü ve incelemeden sonra kitap hakkında bir şey yazmak çok abes geliyor insana. Öykünün betimlemeleri yoğundu. Yazar öyküye okuyanı dahil etmek için bu yoğunluğu tercih etmiş olabilir. Emma ya da bir başkası, hayatımızda bu türden insanlara oldukça rastlıyoruz. Yalnız Charles'in iyi niyetli hali aşırıya kaçmış gibi hissettim. Tam bu sefer anladı her şeyi derken gene anlamadığını görünce ister istemez sitem ettim. Bu ruh halimi fark edince de kitabın ne kadar okurunu öyküye dahil ettiğini daha iyi anladım.
Emma Bovary'e farklı bir bakış.
Emma her kadın gibidir aslında. Kendine göre zevkleri olan, ilk gençliğinde ya maneviyata saran ya da idealleştirdiği pırıltılı bir aşkı hayal eden. O günün geleceğini: Ve mutluluğu!
Evlenir. Artık hayalini kurduğu adamı da hayatı da yakalamıştır. Çünkü aşkı bulmuştur sonunda.
Tabii uzun sürmez bu mutluluk.. Genç kadın, tutkularından besleniyordur. Orta sınıf bir taşra hayatında, onun kadar derin olmayan bir erkekle yaşamak, hep o aradığı aşkın zannettiği gibi olmaması ve günlük yaşamda kıstırılıp kalmasıyla, romantik kitaplarda boğulur, hüznüne hüzün katar. Öyle ki, sevgilileri bile olur, çünkü bunaldığı bir hayatta kendisini iyi hissettiren yeni kıyafetler ve takılar, bir de anlaşılmayan ruhunu yama ettirdiği sevgilisi vardır.
Ve hayal kırıklıklarıyla dolu yaşamında, Emma, güzelliği ve keyifsizliğiyle, kibri ve hırsıyla içinde yeşertebileceği tüm güzellikleri soldurur. Yaşamına son verir.
Charles Emma'yı asla anlamadı... Emma ise Charles'a çok haksızlık etti. İki taraf da ağır hasar aldı, ama bir kadını anlamak ki, onun derinliğine inebilmek, Charles'ın vasatlığından ileri gelmeydi.
Sadece realizm için değil, feminist felsefe için de önemli bir yapıttır Madam Bovary. Ve herkesin yazmış olduğu gibi, ortada sadece bir aldatma, tatminsizlik ve aptal yerine koyan bi kibir yoktur. Bunların oluşmasına sebebiyet veren nedenler analiz edilmelidir. Yine de her okuduğumda Charles'a üzülürüm. Ve bununla beraber bir kadına bir kadın perspektifinden baktığınızda siz de Emma'yı anlayabilirsiniz. Hak veremeseniz de...
Ben Emma'nın ruhunda arayış görüyorum.
