Kibir ve güven arasında ince bir çizgi vardır. Kibir, kendinle övünmektir. Güven ise eline aldığın işi halledebileceğine olan inanç anlamına gelir.
“Ölüm dâhil hiçbir şey tevhit inancına sahip bireyi yıldırmayacak, karışıklık ve yalnızlığa sevk etmeyecektir. Çünkü o birey bilmektedir ki varlığı imanla birlikte güven ve emniyet içerisine alınmıştır.”
Reklam
İletişim biçimleri ile varoluş arasında doğrudan bir ilişki var. İnsanın görüş hızının ve ufkunun üzerine çıkan; her şeyin anlık ve belirli uzaklıklarda yaşandığı imaj çağının hiçbir sabitesi yoktur. Sevgi anlıktır, aşk anlıktır, sadakat anlıktır, güven anlıktır, inanç anlıktır v.s. Anıtsal bir mekana ihtiyaç duyan bütün bu duyguların imaj çağında yalnızca tüketime açık birer adı vardır. Bugün seversin yarın sevmezsin. Bugün aşıksındır, yarın başka birine aşıksındır., bugün inanırsın yarın inanmazsın. Bugün güvenirsin yarın güvenmezsin. Yüreği olan, onu korumayı bilmeli...
• 4. Bölüm - ATATÜRK'ÜN ÇANAKKALE'DE BAŞARISI YOKTUR YALANI! (!)
- Yıl 1914 Takvimler 3 Kasım'ı gösteriyor, İngiliz Donanması Çanakkale'nin dış istihkâmlarını bombalıyor bu durum Çanakkale Savaşı'nın başlamasına sebebiyet veriyor. 9 Ocak 1916'ya kadar mücadele devam ediyor. Savaşta, Türk ordusunun en seçkin birlikleri ve subayları yer alıyor. Çanakkale Batı empervalizmine karşı sıkı bir
İnançlı insanın kaygıya yaklaşımı
"Her şeye gücü yeten, her şeyi bilen, gücü sınırsız olan, beni işiten, kalbimden geçenleri duyabilen,beni benden çok bilen bir koruyucu güç var..." diye düşünerek kutsal olana inanan bir insan, ruhunu zihinsel bir sığınağa yerleştirmiş olur ve dinginlik kazanır. Kutsala inanmak insana doğada kontrol edemediği durumlar, kendini güçsüz ve yetersiz hissettiği anlarda güven ve teselli verir. Dinin teselli gücü de burada devreye girer.
Hikmet ehli bir zata "Münafık ağlar mı?" diye sormuşlar. "Gözleri ağlar ama kalbi ağlamaz," diye cevap vermiş. Çünkü içiyle dışı birbirinden kopmuş bir karakterdir o. Bu kalp sahibi kişinin bir diğer özelliği de yapılacak bir hayır olduğunda, özellikle zor amellerin başlangıcında işi üstlenecekmiş gibi, zorlukları fedakârca sırtlanacakmış gibi davranmasıdır. Çevresine güven vermek için de sık sık iyi işler yapmak gerektiğinden, fedakârlıktan, ahlaktan dem vurur. Fakat söz zamanı bitip eylem vakti gelip çattığında sesi kısılıp gündemi değişiverir ve asla konuştuğu amelleri yapmaz.
Sayfa 182 - Timaş YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Yasa kitabına aykırı olan her şey, solar pleksus bölgenizde (karın bölgesi) rahatsız edici hisler yaratır. Buna korku denilir. Yasa kitabının kurallarını ihlal etmek, duygusal yaralar açar ve kabuk bağlamış duygusal yaraların kabuğunu koparır. Yasa kitabına aykırı davrandığınızda gösterdiğiniz tepki duygusal zehir üretir. Çünkü Yasa Kitabındaki her şey “doğru olan” olmalıdır. İnanç sisteminizle ilgili şüpheye düşürebilecek her şey sizin güven duygunuzu tehdit eder. Yasa kitabı yanlış bile olsa size güven içinde olduğunuz hissini verir.
Kur'an'a göre kişinin kurtuluşu iman ve salih amel birlikteliğine bağlanmaktadır. İman bir güven kurumudur bir inancın iman adını alması salih amellerle desteklenmesine ve ispatlanmasına bağlıdır. Ali ameli yoksa inanç "iman" olmaz; iman yoksa da davranışa "salih amel" denmez.
Sayfa 252 - Haliç Üniversitesi YayınlarıKitabı okuyor
ben...
Uzmanlık alanım insanlara güven, umut, ve birşeyi yapabileceklerine dair inanç vermek
Betlayy

Betlayy

@Birileri11
·
29 April 17:38
Ben Betülay Uzmanlık alanım insanları güldürüp eğlendirebilirim
Gerçek arkadaşlık, arkadaşının tahtta mı bulunduğuna yoksa tahttan indirilmiş hapiste mi olduğuna bağlı değildir, gerçek arkadaşlık ruhun iç özelliklerine başvurur, şöhrete ve dış güce karşı kayıtsızdır. Arkadaşlık biçimleri çeşitlidir, içeriği de çok çeşitlidir, ama arkadaşlığın bir tek değişmez temeli vardır, arkadaşın değişmezliğine duyulan inanç, arkadaşa duyulan güven.
Reklam
Ben, hayatım boyunca inanç( istek, arzu, hayal...) ve güven kadar güçlü iki bileşen görmedim. İkisinden birinin eksikliği, diğerinin varlığını da bitiriyor. Biri olmadan diğeriyle yola çıkılmıyor...
Osmanlı Devleti zayıfladıkça, Ваtılılar içimize girmiş, İslâm'a olan inanç ve güvenimizi yıkmışlardır. Bu güven ve inanç çözüldükçe biz de bütün kurtuluşu batılılaşmakta görmeye başlamışız. Böylece, artan, kökleşen bir kültür emperyalizminin, otokolonizasyonun kurbanı olmuşuz.
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.