İSTER İSEN MARİFETTE OLASIN ÂLİ‐CENAB
İster isen marifette olasın âli‐cenab,
Ehl‐i irfan eşiğinde yüzünü eyle türâb.
Çok da verme kendini dünyâya bir dem çek elin,
Döndüremezsin beğim katî ağırdır bu dolâb.
Bu harâbı niceler çalıştı ma’mur etmeğe,
Bir yanın ta’mir ederken bir yanı oldu harâb.
Çok seğirtti gaflet ehli bu serâbı su
Arkadaşlar merhaba.
Şu an da Dostoyevski’ nin Budala adlı eserini okuyorum. Eserin 277. sayfasında Dostoyevski Hans Holben’ in tablosundan (Ölü İsa’nın Mezardaki Bedeni) bahsediyor. Bu tabloyu ve yazarı daha önce hiç duymadığım için internetten araştırmaya başladım ve karşıma böyle bir yorum çıktı👉🏻 mutlaktoz.wordpress.com/2011/10/23/holb...
Yazı fazlaca uzun. Eğer sabreder okursanız Dostoyevski’ nin bu tablodan nasıl etkilendiğini ve eserinde nasıl işlediği daha detaylı anlayabilirsiniz. Spoiler yedim kitabı daha bitirmediğim için fakat okumama değdi diye düşünüyorum. Çünkü o tablo ile ne anlatmak istediğini anladım yazarın. Açıklayan arkadaşımızda gerçekten güzel açıklamış.
Kitabı okuduysanız eğer bir de bu bakış açısıyla bakmanızda fayda var.
Entelektüel insanın özelliklerini en güzel Edward Said açıklamış sanırım. En azından benim entelektüellerden beklentim bu yönde.
youtu.be/Jf5TKHU-uM4
Padişahın biri veziriyle birlikte gezintiye çıkmış. Gezi sırasında bir köye gelmişler. Küçük, şirin bir evin önünde oturmuş, örgü ören bir genç kız görmüşler. Padişah kızın yanına yaklaşıp sormuş:
– Merhaba kızım. Baban evde mi?
Kız: – Babam evde yok! Azı çok etmeye gitti.
Padişah: – Annen evde mi?
Kız: – Annem de evde yok! O da biri iki etmeye
Kitap ne? Kitap ne demektir?
Ben bir kişiyim, bir şeyi düşünüyorum ya da bir şeye merağım var. O şey(konu) hakkında hayatı boyunca çalışmış, tecrübe ve bilgi edinmiş biri var ve bu kişi bir kitap yazıyor; işte o kitap, o kişidir. En yetkin cümleler ondan bize geçebilir, biz de kendi iç dünyamızı genişletebiliriz.
- Bu cümleleri yazarken öykündüğüm kişi Sevgili Çevirmen Semih Uçar, ne güzel açıklamış.