Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Mehmet Şevket Eygi'nin eğitimle ilgili açık mektubu Gazeteci yazar Mehmet Şevket Eygi, 2018 yılında kaleme aldığı yazıda dönemin Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk'a bir açık mektup yayımlamış, Türkiye'deki eğitim sistemiyle ilgili önemli bilgiler paylaşmıştı. 2019'da hayatını kaybeden Eygi'nin mektubunun değerinin bugün de
Ahlak
Mesele herkes yalansız konuşamıyor , sözünde duramıyor veya vefalı olamıyor Mavera. Ama hayata hep onlar gibi olmaktan kaçıyorum . Çünkü yalanla süslenmiş cümleler bana ilgi çekici gelmiyor aksine midemi bulandırıyor Mavera Bu yüzden sözünde duran yalansız konuşan vefalı ve merhametli olan kişileri hep kendime yakın hissetmişimdir. Öğretmen adayı Emine'nin kaleminden (: Güzel ahlaklı bireyler olmayı kendimize dert edinsek?
Biryolcu.
Biryolcu.
Reklam
112 syf.
·
Puan vermedi
Bir kuşun ötüşüyle bir çocuğun ruhu arasında münasebet vardır.
Kelime anlamı macera ve serüven olan, Türk edebiyatının ilk gerçekçi romanlarından birisi olma özelliğini taşıyan Sergüzeşt, bir aşk trajedisi üzerinden kölelik ve tutsaklığı konu alıyor. Dönemin toplumsal yapısının ve eşitsizliğinin ustalıkla kaleme alınması yaşanan zorlukları gözler önüne seriyor. Kitap esaretin ve tutsaklığın yok edici
Sergüzeşt
SergüzeştSamipaşazade Sezai · İş Bankası Kültür Yayınları · 201945,7bin okunma
İnsanlığın gözlerini yaşartacak elem verici hallerdendir ki kanunun yasaklamadığı suçlarda, güzel ahlak ve iyilikle vicdanın emir ve yasaklarına uymak fazileti -terbiye yokluğu, cehalet, batıl inançlar gibi toplumda mevcut olan bulaşıcı hastalıklar yüzünden- pek nadir görülür..
♤Her ruha şu üç şey gerek: iyi niyet, güzel ahlâk, anlayış. ~°~*~° Ham meyve, dişi incitir; ham ruh, gönlü incitir.
“Dürüst olmak, düzgün yaşamak, helal dairesinde kalmak ve güzel ahlâk, inancımızın ta kendisidir.”
İbrahim Tenekeci
İbrahim Tenekeci
Reklam
"Insan güzel ahlâki sayesinde çok ibâdet eden biri olmasa da, cennetin ulvi mertebelerine ulaşır. Buna mukabil çok ibâdet eden biri de kötü ahlâk sebebiyle cehennemin en altina yuvarlanabilir."
İntisab
Fatih Sultan Mehmed Han, Istanbul'un fethinden sonra Şeyh'e bağlanmak ve ondan tasavvuf ahkâmını öğrenmek için ricada bulundu. Lakin Şeyh, onun bu isteğini kabul etmedi. Sultan ne kadar ısrar ettiyse de Şeyh fikrini degiştimedi. Sultan, "Sıradan bir kimseyi tek bir sözüyle halvete alıyorsun. Lakin bütün israrlarıma rağmen beni niçin kabul etmiyorsun?" diye sordu. Şeyh, "Halvette bir lezzet vardır ki, onun tadını alan, dünya işlerinden ve saltanattan el çeker. Hâlbuki senin böyle yapman, memleketin perişan olmasına sebep olur.O zaman sen de, ben de günaha gimiş oluruz. Padişaha lazım olan, güzel ahlak ve adaleti temin etmektir" dedi.
Bilirsin ki sigara gibi küçük bir âdeti, bir şeyi tiryakisinden ref'etmek pek zahmettir. Hattâ büyük bir hâkim, büyük bir azim ile küçük bir kavimde itiyad edilen bir hasleti kaldırmakta büyük müşkülata rast gelir. Halbuki bu zat-ı nurani; pek çok âdetleri, pek çok asabî, inatçı kavimlerden, cüz'î bir kuvvetle, kısa bir zamanda kaldırarak yerlerini yüksek, nezih ahlâk ve âdetler ile doldurmuştur. Evet, Hazret-i Ömer İbnü'l-Hattab radıyallahu teâlâ anhın İslâmiyet'ten evvel ve sonraki halleri bu meseleye güzel bir misaldir. Bunun gibi icraat-ı esasiyesinden binlerce hârikalar vardır. O zatın o zamandaki icraatına hârika diyoruz. Acaba bu zamanın yüzlerce feylesofları, o zamanda, o vahşet-âbâd cezireye gidip pek uzun zamanlarda o vahşileri ıslah için çalışsalar o zat-ı mürşidin bir senede muvaffak olduğu kadar, onlar elli senede muvaffak olabilirler mi? Hâşâ!
Reklam
Hadis: Ümmetimin hayırlıları, onların cahilleri arasında belâ ve mücahede içinde bulunurlar. İzah: Malûmdur ki, her hangi bir cemiyet efradı arasında muhtelif tıynette, kabiliyette insanlar bulunur. Bunların düşünceleri, maksatları arasında büyük büyük farklar vardır. Bu cihetle aralarında vakit vakit dilsûz haileler zuhûra gelir, bihakkın fazilet ve kemal sahipleri ise bu haileler arasında acınacak bir halde yaşayıp dururlar. Bununla beraber yine o cemiyetin selâmet ve saâdetine hizmet etmeyi bir vecibe bilirler, ilim ve irfandan mahrum kimseler ise ilm ü fazilet erbabına karşı hasmâne bir vaziyet alırlar. Onların aleyhinde bulunmayı bir hüner sanırlar. Onların en güzel âmme hakkında en nâfi hareketlerini bile haset sâikasıyla geçemezler. Bu gibi kimseler biraz bilgi sahibi olsalar da ahlâk bakımından yine cahil sayılırlar ve bütün cahil olanlardan daha ziyâde tayibe lâyık bulunurlar. Bu gibi hallerine acınacak gafil, garezkâr kimselerin bu hallerini vaktiyle yazmış olduğum şu manzume biraz tasvir etmektedir.
847 syf.
9/10 puan verdi
Savaşın Vahşeti, Entrikanın Karanlığı Ahlak Sınanıyor
Tamam, resmiyet bir kenara dursun, Taht Oyunları hakkında konuşalım. Bu kitap, fantastik edebiyatın zirve noktalarından biri desek abartmış olmayız. George R. R. Martin bizi Westeros diyarına sürüklüyor ve Demir Taht için kıran kırana bir mücadeleye ortak ediyor. Starklar, Lannisterlar, Targaryenlar... Her ailenin kendi hırsları, entrikaları ve karanlık sırları var. Savaşlar, ihanetler, aşk hikayeleri... Sayfaları çevirdikçe adeta bir film izler gibi heyecanlanacaksınız. Martin, karakterleri o kadar güzel işliyor ki, hepsini tanıyor gibi hissediyorsunuz. Kusurlarıyla, zaaflarıyla, hayalleriyle... Her biri gerçekçi ve ilgi çekici. Kötü adamlar bile! Taht Oyunları sadece fantastik bir macera değil, aynı zamanda insan doğası ve güç üzerine de derin bir bakış açısı sunuyor. Savaşın vahşetini, entrikanın karanlığını ve sevginin gücünü sorguluyor. Okurken kendinizi bu karmaşık dünyanın içinde bulacaksınız ve belki de kendi ahlakınızı sorgulamaya başlayacaksınız. Eğer fantastik edebiyat seviyorsanız, heyecan ve macera arıyorsanız, Taht Oyunları tam size göre bir kitap. Bir kere başladığınızda Westeros'tan kopmak kolay olmayacak, emin olun.
Taht Oyunları
Taht OyunlarıGeorge R. R. Martin · Epsilon Yayınları · 20138,9bin okunma
Tevazu ve hizmet yolunda aldananlar
Tasavvuf yolundakilerin başka bir kısmı ise; güzel ahlak, tevâzu, cömertlik ve müsamaha sahibi olduklarını iddia ederler. Sûfilere hizmete yönelmişlerdir. Bir grup toplayarak onların hizmetlerini üstlenmişlerdir. Bunu dünyalıklar ve mal toplamak için bir tuzak edinmişlerdir. Hedefleri sadece artırmak ve büyütmektir. Tevazu ve hizmeti ön plana çıkarırlar fakat amaçları yükselmektir, insanların kendilerine tâbi olmasıdır. Amaçlarının hizmet olduğunu açıklarlar ama peşlerinden gidenler çoğalsın ve bu hizmetle isimleri duyulsun, şöhretleri yayılsın diye haram ve şüpheli şeyler toplayıp onlar için harcarlar. Bazıları da devlet idarecilerinin mallarından elde ederek onlara infakta bulunur. Bir kısmı da yine sultanların ve zâlimlerin mallarından sûfîlere hac yolunda harcamak için alır; amacının da iyilik ve infak olduğunu savunur. Onları bütün bunlara sevk eden yegâne âmil riya ve itibar kazanma arzusudur. Allah'ın bütün emirlerini, rızasını ihmal ederek, haram toplayıp infak etmeleri de bunu gösteriyor. Hac yolu için haram mal harcayan; bir cami inşa edip, sıvasını necis şeylerden yapan ama kasdının îmar olduğunu sanan kimseye benzer.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.