Çok üzüldüm çok etkilendim
Öncelikle bir miktar hayal kırıklığı yaşadığımı belirtmek isterim. Ahmet Ümit'in okuduğum ilk kitabı 
Kayıp Tanrılar Ülkesi buydu ve büyük bir şevkle diğer tüm kitaplarını okuma listeme ekledim. İyi ki onun okuduğum ilk kitabı Kayıp Tanrılar Ülkesi olmuş çünkü ilk bunu okusaydım bir daha Ahmet Ümit okumazdım.
Kitapta üç ayrı cinayet öyküsü var ve evet
Hediye olarak kitap seçen dostlar iyi ki varlar :) :)
Ekim ayının son kitabını okudum .
Kobo Abe 
Kumların Kadını
İlginç bir kitaptı. Kitabı okurken kumların içinde boğulduğunuzu hissediyorsunuz. Kitapta "KUM" karakterler kadar önemli. Her sayfada onlarca kez okuyorsunuz kum kelimesini.
Bir ağustos günü bir adam ortadan kaybolur ve kendisinden bir daha haber alınamaz.
Cumpei Niki bir böcek koleksiyoncusudur. Bir gün aradığı böceği bulmak için kumullarla kaplı bir köye yolu düşer. Köydeki kumullar köylüler tehdit ettiği için köylüler sürekli evlerinden kumu temizlemektedirler. Cumpei Niki köyde yolunu kaybedince kendini kötü bir oyunun içinde bulur. Karşılaştığı adamlar onu genç bir kadının evine kandırıp hapsederler. Niki durumu fark edince kurtulmak için çareler arar, kaçar, fakat kurtulma çabaları sonuç vermez.
Cumpei Niki avının peşinden giderken kendini av olarak bulmuştur. Niki'nin esir tutulduğu evde yaşadıklarını hissettiklerini okuyoruz. Evin sahibi kadınla kumların altında kalmamak için beraber verdikleri mücadele, aralarındaki sürtüşme karmaşık bir duygunun doğmasına sebep oluyor. Kadın ve Niki hem kumun kurbanı hem de kuma karşı mücadele eden iki yabancı. Onca kaçış planına ve denemelerine rağmen adam zamanla olanı biteni kabul ederek kadere boyun eğmeye başlıyor. Kadere boyun eğmesi bi nebze özgürlüğünü de kazandırıyor.
"Kumların Kadını" kitabı yazara en saygın edibayat ödüllerinden biri olan YOMİURU ödülünü kazandırmış.
Benim için güzel bir okuma oldu. TAVSİYEDİR.
