Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.15
BİLİNÇALTININ GÜCÜ Kitap İncelemesi
Düşünceleriniz hayatınızı oluşturur. Ne düşünüyorsak kendimize onu çekeriz. En basit örnekle eğer karşımızdaki insanın bizden soğuduğunu düşünüyorsak hal ve hareketlerimiz buna göre değişecektir ve karşımızdaki bizden soğumadıysa bile soğumaya başlayacaktır. Başka bir örnek verecek olursak sınavda "Bu sorular çok zor nasıl çözeceğimi bilmiyorum!" tarzı düşüncelere sahipsek beynimiz bunu emir gibi algılar, "Madem öyle istiyorsun o zaman bilginin olduğu kısma blok koyuyorum" der. Eğer "Bunu biliyordum, kesin yapacağım" tarzı bir fikre sahipsek hemen "Dur bak bu buna benziyor, bu methodu da kullan" tarzı beynimiz harekete geçecektir. Bunlar en temel örnektir. Eğer bu incelemeyi hala okuyorsanız zaten düşünce gücüne inanıyorsunuz demektir. Bu konularda az bilgi sahibi iseniz film olarak 'The Secret' izlemenizi öneririm. Sadece düşünce gücüyle bile insanların hayatları değişebilir.
Belki siz kaderin şansı olarak yorumlarsınız bilemem ama gerçekten düşüncelerimle istediği bir çok şeyi elde ettim. Başarının birkaç kilidi varsa bir tanesi düşüncedir. Başarıya ulaşmış pek çok insan düşünce gücüne inanan ve hayatında uygulayan insanlardır.
Günlük olarak yapacağımız birkaç dakikalık olumlamalar bile tüm günümüzü değiştirmeye yetebiliyor.
Düşünce gücünün önemi, nasıl olumlama yapacağımız, güzel alıntıları ve daha fazlası ile bayıldığım bir kitap oldu.
Eğer düşüncelerinizi kontrol ederseniz, tüm hayatınızı kontrol edebilirsiniz.
Keyifli bir gün geçirmeniz dileğiyle...
Bazen neden hep tersten başlıyorum şöyle kitapların serilerine diye kendi kendime soruyorum. Nedense bu durumu yıllar oldu aşamadım. Geçen sene Kozmik Güçlerin iki kitabını okuyarak seriye en geriden başlamıştım. Şimdi Çocuklar ile ortaladım, ilk iki kitap olan Kayıp Kıta Mu ve diğer kitap Kutsal Semboller ile de bir seriyi daha tersten tamamlamanın en derin sevinci ve mutluluğu içinde olacağım, şimdiden belli.
Neredeyse 100 yıl önce yazılmış bu eserlerde aslında çok güzel, farklı konular işleniyor. Düşünsenize kendi edebiyatınız daha kendi içinde Roman mı Hikaye mi kavgası yaparken birileri BİLİM demiş ve almış yürümüş. İnsanın Kökeninden başlamış; Doğu, Batı, Antik Dönemde Kuzey Amerika, Güney Amerika, Meksika ve Taş Tabletler, Atlantis, Batı Avrupa, Yunanlar, Mısır, Hindistan, Uygurlar, Babiller diye geçmişi geleceği harmanlamış yürümüş. Yetmemiş aldığı notları, bulduğu resimleri eklemiş. İlgi çekici bir eser çıkarmış ortaya.
Özellikle Harita ve genel olarak da Resimler oldukça ilgi uyandırdı bende. Semboller ve bunların şifrelerini açıklama kısmı da çok ilgimi çekti.
AYRICA, AYRICAAAA
Bazı kitapların kıyısına köşesine başta Mareşal Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere değerli insanların adını yazarak “sözde tanıtım aslen satış” düşüncesinde olmak net olarak kötü niyettir. Bunu asla tasvip etmiyorum. Bu tarz kitaplar beni soyutluyor açıkçası. Bu kitapta da kendimi bu yüzden çok zorladım. Benim de böyle takıntılarım var işte.
Güzel bir gün geçirmeniz dileğiyle, keyifli okumalar..
Kimsenin bilmediği bir yerde, bilinmeyen bir zamanda, kimsenin bilmediği başka bir yerden gelip herkesin hayatına giren, yüreklerine dokunan, simsiyah kıvırcık saçlı, simsiyah gözlü bir kız çocuğudur Momo.
Görüntüsünden yaşının 8 mi yoksa 12 mi olduğu anlaşılmaz. Yalnız ve kimsesizdir. Hatta o kadar kimsesizdir ki adını bile kendisi koymuştur.
Merhabalar, güzel bir gün geçirmeniz dileğiyle bayramınızı kutluyorum. .
Bu defa sizlere Çehov’un tiyatro türündeki eseri Martı ile geldim. Kitap yarım günde bitirilebilecek kısa soluklu bir eser. İlk defa oyun türünde okuyan bir okur olarak kitabı anlamakta zorlanmadım. Sadece karakterlerin 3 isminin olması ve diyaloglarda hep aynı ismini kullanmak yerine karakterin ikinci ya da üçüncü isminin kullanılmış olması bazen ‘bu kimdi ya?’ dedirtebiliyor. .
.
Kitaba dair sevdiğim en önemli yön karakterlerin çok bariz verilmiş olmasıydı galiba. Kitapta silik, baskın, kendinden kaçan, hayata küsen, aşırı gerçekçi, hayalperest vb birbirinden farklı bariz karakterler var. Karakterler arasında akrabalık bağları olmasına rağmen bir o kadar duygusal olarak uzak ve kendi yalnızlıklarında çırpınıyorlar. Yazarın dönemin aile yapısına bir eleştiri olarak bu yönleri özellikle vurgulandığını düşündürttü bana. Birde kitapta iki tane anne karakterini görüyoruz ve ne yazıkki ikisi de kendi derdine düşmüş, evladını bir kenara atmış bir şekilde okuyucuya sunulmuşlar. Bu da ayrıca dikkat çeken bir husus. Ayrıca kitaptaki yazar karakterinin düşünceleri ve kendi içindeki ‘kıyaslama ve yetersizlik’ hissinin keskin bir şekilde ortaya serilmesi Çehov’un kendi iç çatışmalarını yansıtıp yansıtmadığını düşündürttü. Kısa bir kitap için uzun bir yorum oldu biliyorum. Genel olarak güzeldi, ben severek okudum. Yazarın diğer oyunlarını da okumayı planlıyorum. Selam ve dua ile.
ummadık taş ...
Adı biraz işkillendirsede “gizli” kelimesinden dolayı aynı kelimeden dolayı merakta uyandırmıştır zaatalinizde, bir edebiyat sitesinde çok indirilenler kısmında ikinci sıradaydı kendileri, bende son dönemde kişisel gelişim kitaplarımdan bunalmama rağmen ne kaybedebilirm ki dedim kendi kendime ve indiriverdim kitabı, başladım okumaya yazar bölümler halinde madde madde anlatmış insanları etkileme, ikili diyaloglar, ikna yöntemlerini ve ayrıca insanların sosyal ortamlarda yaptıklarının yanında şirketlerin insanları ikna yöntemlerini; örnekler ve hikayelerle zenginleştirerek tek tek açıklamış duru akıcı bir uslupla( iletişim kitabı ne de olsa ) işte bu durumdan mütevellit bir gün içerisinde bitiriverdim, bende kalıcı davranış değişikliklerine yol açmasını umut ediyorum bazı eksik yönlerimi yüzüme yüzüme vurdu sağolsun, aydınlanma hiç ummadığınız yerden gelebilir,
önyargılarımıza esir olmadığımız güzel günler geçirmeniz dileğiyle... keyifli okumalar.
Şu an bu incelemeyi okuyorsan ve kitabı okumamış isen tebrikler, incelemeyi görmeyen diğer insanlardan daha şanslısın demektir. Çünkü kitabı okumaya başlayacağını ümit ediyorum.
Bu şansı geri tepme ve lütfen bu kitabı bir an önce oku. Ne bileyim okuyacaklarına ekle, not al bir şeyler yap ama lütfen boş geçme.
Hatta öyle düşünüyorum ki şeker portakalı halkası oluşturmalıyız ve tüm dünyaya elden ele yaymalıyız.
Yeri geldi duygulandım yeri geldi sinirden küplere bindim. Bir kitap bu kadar mı yaşatır duygusunu? Sanırım sebebi, gerçek yaşı 5 yalancısının 6 olan koca yürekli bir çocuğun ağzı olması.
Bu zamana kadar kitabı çok duydum. Es geçtim. Siz benimle aynı hataya düşmeyin.
Güzel bir gün geçirmeniz dileğiyle..:)
