Sen çok güzeldin..
Taşınacaklarını söyledi, yeni evde sadece kendine ait bir odası olacaktı, hatta ona tekerlekli bir valiz alacaklardı, bir de yepyeni kıyafetler, o konuştukça içimden ağlamak geliyordu. "Kim bilir ne güzel olacaksın," dedim,beni çabucak düzelterek "Ben zaten güzelim!" dedi, "Küpelerim bile var," diye ekledi.
Ölümseyerek bakıyor dünya, biz gülümseyelim Beşikte teneşirin sevişmesi neyse ne Ama sen doğma büyüme güzeldin...
Reklam
Kadındın ama önce insandın . Güzeldin, ama önce iyiydin. Elbette seni yazacaktım, senin için yazacaktım
TERZİLER GELDİLER Terziler geldiler. Kırılmış büyük şeylere benzeyen şeylerle daha çok koyu renklere ve daha çok ilişkilere Bir kenti korkutan ve utandıran şeylerle. Kumaşlar bulundu ve uyuyan kediler okşandı. Sonra sonsuz çalgısı sevinçsizliğin. Çay içmeye gidenler vardı akşamüstü, parklara gidenler de Duruma uymak kısaltıyordu
Terziler GeldilerKitabı okudu
Kadındın ama önce insandın Güzeldin ama önce iyiydin
"Xezebo... Xezebo... Ma vesnayme çêvesayî... Söyle Beyaz Dağ, gözlerin bunca yası neden kuşanmış? Neden böyle içli, hüzünlü kirpik uçların? Neden damla damla akıyorsun yamaçlarına? Hangi karanlık eller kıydı yıldızlarına? Kimler kanattı kır çiçeklerini? Sanki ağlarken dahi güzeldin, ne oldu sana böyle? Nergisleri doğururken ne de mutluydun. Sana sığınanlara kol kanat olamamanın yası mıdır suskunluğun? Ey masum sevdaların yuvası, ey eşsiz acıların tanığı, ne olur boynunu böyle büküp bakma bana. Ciğerimi parçalama, ne olur hıçkırıklarını gizleme benden. Kaç bebeğin taze kanıyla sulandı berfinlerin. Şimdi bu tarifsiz yaralarını kim saracak? Söyle Beyaz Dağ, kim acına ortak olacak? Kim gözyaşlarını silecek, kim? Ey Beyaz Dağ! Bak şu çıldırmış rüzgârla esen kan, et ve kemik kokusuna. Şu delirmiş kara kara akan bulutlara ve dilsiz uçurumlara. Öyle sessiz sessiz ağlama benim gibi, ses ver bana, el ver acılarıma..." Daha fazla sürdüremedi ağıdı, yalnızca "Xezebo... Xezebo" diye diye boğazı kurudu, tıkanıp kaldı, durdu...
Reklam
Katmer katmer ..
Güzel olmaya güzeldin ya Şimdi güzelsin iki katlı.
Sayfa 150 - Adam YayınlarıKitabı okuyor
Rüya gibi bir akşamı seyretmeğe geldin Çok benzediğin memleketin her tepesinde. Baktım:Konuşurken daha bir kere güzeldin İstanbul'u duydum daha bir kere sesinde Irkın seni iklimine benzer yaratırken, Kaç fethe koşan tuğlar ufuklarla yarışmış Tarihini aksettirebilsin diye çehren Kaç fatihin altın kanı mermerle karışmış.
Sen akşamlar kadar büyülü, sıcak, Rüyaların kadar sade, güzeldin..
“Kadındın, ama önce insandın. Güzeldin, ama önce iyiydin.”
Reklam
Sana küstüğümde sen yoktun daha Yokluğuna küsmüştüm sonra sen geldin Kendime isteyemezdim seni öyle güzeldin Şimdi varmışsın gibi küsüyorum yokluğuna Küsecek kadar sevmeli insan birini O gelince küsmeli: neredeydin bunca zaman Niye sevmedin beni, küsecek kimsem yoktu Demeli, o varken de kimseye küsmemeli
«— Nefsimi kudretinin elinde tutan Allah'a yemin ederim ki, Peygamber öldü.» Sonra, âlemlerin, yüzüsuyu hürmetine yarattığı o yüze baktı: «— Hayatında ne güzeldin, ölümünde ne güzelsin!»
Necip Fazıl kısakürekKitabı okudu
"Kadındın, ama önce insandın. Güzeldin, ama önce iyiydin. Elbette seni yazacaktım, senin için yazacaktım."
Sayfa 25 - Kültür KitabeviKitabı okudu
Aşk filizlendiğinde! Doğa güzelliğini bahşetmişti sana ve sen her zamankinden daha güzeldin. Yaz gecesi çehreni ve saçlarını altın rengine boyamıştı. Yalnız gözlerin -karanlıktı- ve parıldıyordu mistik bir parıltıyla, Ve doğa daha da güzelleşti sayende güzelliğinle gözümün feri geldi. Denizin büyüdüğünü gördüm- dalgaların yumuşadığını- ve ormanın koyu yeşile büründüğünü. İri kayalar can buldu ve kımıldadı- ve denizkızları ve trollere dönüştü- ormanın karanlığı.
Sayfa 186
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.