Bir insan, yalan yanlış öğrendiği bir bilgiye ya da yalan bir fikre bağlanırsa eğer ve başka bir insan onun bağlandığı fikrin ya da bilginin yalan olduğunu ona gelip anlatırsa,yalana kanan insan,o yalanlara daha çok baglanırmış
Zamanında yaşadığımız destanların bize verdiği gazı, bugüne uyarlamaya çalışırsak başarısız oluruz. "Türkiye bağımsızlığını asla yitirmeyecektir!" diye yüksek perdeden konuşmalar yapıyorsunuz. Kullandığım cep telefonu Türk malı değil. Belki bu bardak Türk malıdır ama bu masa değil. Sırtımdaki ceket Türk malı ama pantolonum değil... Biz hangi bağımsızlığı savunuyoruz? Sanırım bir bağımsızlığı savunmak için, önce o bağımsızlığı elde etmek lazım.
Sokakta çırılçıplak koşan bir adamın osurmasına şaşırır mısın ? Aklında olan onun çırılçıplak olmasıdır. Biz kalmışız çırılçıplak, hala osuruğumuzu tutuyoruz.
Fotoğrafı uzaktan bakın, fotoğrafın geneline bakın. Maalesef ülkemizdeki siyasetçiler etkilemek istedikleri insanları hep şuna yöneltiyor ;detay veriliyor ve o detayın içinde kayboluyoruz .Bir Ateş var o ateş görüntüsünü böyle tutuyorlar gözümüzün önüne. Bakıyoruz aaa ateş !.Bir çekiyorsun kafanı, kamp ateşiymiş .Etrafında mutlu insanlar var.
Hakarettir insanlığa cehalet. Deprem ,yangın, sel değil ,bilgisizliktir asıl felaket.
Sussunlar, susmayanları vursunlar hatta, sabret.
Yatsı da söner mum, ama şafakla ortaya çıkar rezalet...
"... İncecik bir şiir kitabı çekti çıkardı: Erdem Devesi.
... Eliyle satırları okşayıp yüksek sesle altı çizilmiş iki dize okudu:
Şimdi hangi suyun başında bekliyor zaman
Gidip bul'cam tekrar çocuk ol'cam."