Bu kitaptan anladığım şey şu; ne Frida çok masum, hayattan çekmiş bir insan ne de Diego. İkiside birbirine çektirmiş, birbirine kırmış insanlar. Eğer bu hikayede üzüldüğüm biri varsa o da Cristina Kahlo. Hep kız kardeşinin gölgesinde kalmış, dışlanmış, kocası tarafından hırpalanmış bir tekne kazıntısı o. Frida altın çocuktu. Annesi babası onu doktor olma umuduyla okula gönderdi, övdüler, şımarttılar. Kitapta, Cristina hep sitemli bir şekilde konuşuyor ve ona hak veriyorum. Frida'ya elbette üzülüyorum ama Cristina'nın da kısa ömründe mutlu olmasını çok isterdim.