Gizem Karatas

Gizem Karatas
@gzmkrts
Dokuz Eylül Üniversitesi-Lisans
84 reader point
Joined on December 2019
Sabitlenmiş gönderi
Quid aeternis minorem Consiliis animum fatigas? ("Niçin ruhunu zorluyorsun Ebedî planlar için çok güçsüz.") Carmina
Reklam
Öyle ki, sıkıntı veren ne varsa görüyor, sevinç uyandıran şeyleri ise hiç hissetmiyorum. Yeri gelmişken; fark ettim ki acıyı etimizde duymaktan çok görüyor, neşeyi ise görmekten çok hissediyoruz. Düşünmekten ve görmekten sakınarak az da olsa gönlünü yatıştırabilir insan, keşişler, bohemler ve serseriler gibi. Ama ne olursa olsun, acı önünde sonunda gözlem penceresinden, düşünce kapısından girecektir.
Istırabımı Yücelmenin bir işareti olarak bile göremiyorum. Istırap sahiden buna işaret eder mi, onu da bilmiyorum. Ama öyle önemsiz şeylerden canım yanıyor, öyle alelade şeyler beni incitiyor ki, bu faraziyeyi benimseyerek, bir deha olduğum faraziyesine hakaret etmeye cesaret edemiyorum.

Reader Follow Recommendations

See All
Diyojen’in İskender’e dediği gibi, ben de sadece, gölge etme dedim hayata. Arzularım olduysa da, arzu duymak için bütün sebepler elimden alındı. Bulduklarımı gerçekten bulsam daha iyi olurdu.
Tek dileğim, mutsuzluğumla mümkün olduğu kadar eğlenebilmek. Bunu ne kadar başarabildim ya da zaten hayatta başarı yüzü gördüm mü, bilemiyorum. Aslında insanın herhangi bir başarıya ulaşmasının mümkün olup olmadığından da haberim yok.
Reklam
Penceremden sarkmış, koca şehirdeki rengârenk yığınları seyrederken ruhum tek bir düşünceyle meşgul: Bütün samimiyetimle ölmek, hesabı kapatmak, dünyadaki hiçbir şehrin üzerinde bir daha asla ışık görmemek, bir daha asla düşünmemek, hissetmemek,güneşin ve günlerin akışını ardımda bir paket kâğıdı gibi bırakmak; geniş yatağın kenarına oturup, var olmak için elimde olmadan harcadığım çabayı, ağır bir kıyafet gibi üzerimden çıkarmak istiyorum.
Yo, hayır; kendimi de şehir gibi gözlemlersem, bugünün, bütün diğer günler gibi sona ermesinden başka bir umut olmadığını anlarım. Akıl, şafağı da görür. Bugüne umutlar bağladımsa da, benim değildiler, geçen zamanı yaşamakla yetinen insanlara aitti onlar, ben ise sadece, onların anı tamamen dışarıdan algılayışlarını istemeden kendimde canlandırmıştım.
Umut etmek mi? Ne var ki umut besleyeceğim? Günün kendinden başka bir vaadi yok, gayet iyi biliyorum bir akışı, bir de sonu olduğunu. Işık diriltiyor beni, ama ne fayda; bugünü nasıl bulduysam öyle bırakacağım, birkaç saat yaşlanmış, bir duyguyla keyiflenmiş, bir düşünce yüzünden biraz üzülmüş olarak.
İnsanların hepsi değilse de çoğu iğrenç bir hayat yaşıyor: Bütün neşeleriyle, hemen bütün acılarıyla iğrenç, ölüm acısı hariç, çünkü ona Gizem karışıyor.
Hayvan ne yaptığını bilmez: Düşünmeden, akıl yürütmeden, gerçek bir geleceği olmadan doğar, büyür, yaşar ve ölür. İyi ama, hayvandan farklı yaşayan kaç insan var ki? Hepimiz uyuruz, tek fark düşlerimizde, düşlerimizin eriştiği nitelik ve seviyededir.
Reklam
Dış dünyanın varlığı, sahnede oynayan bir aktörün varlığına benziyor: Var olduğuna şüphe yok, ama kesinlikle bambaşka bir şey olarak.
Sıkıntının gerçek bir insana, kendimle olan ilişkimin ete kemiğe bürünmüş haline dönüştüğü noktadayım.
Sıkıntı dünyadan bıkmış olmaktır sahiden de, yaşadığını hissetmenin rahatsızlığı, yaşamış olmanın yorgunluğudur; sıkıntı gerçekten de her şeyin haddinden fazla anlamsız olduğunu tende hissetmektir. Ama bütün bunların ötesinde, sıkıntı aynı zamanda var olan ya da olmayan başka dünyaların verdiği bıkkınlıktır; bir başkası olarak, bir başka şekilde, hatta bir başka ülkede bile olsa yaşamak zorunda olmanın rahatsızlığıdır; sadece dünün ve bugünün değil, ayrıca yarının ve eğer varsa sonsuzluğun ya da hiçlik sonsuzluk ise hiçliğin verdiği yorgunluktur.
Mucize, Tanrı’nın tembelliğinden olur, daha doğrusu mucizeyi uydurmakla biz ona tembel demiş oluruz.
Hayat, bir ünlemle bir soru arasındaki tereddüttür. Şüphenin içinde bir son nokta vardır.
Ne uzun yaşadım hiç yaşamaksızın! Ne çok düşündüm hiç düşünmeksizin! Durgun şiddetlerle, kıpırdamadan aşılmış serüvenlerle dolu dünyalar çöküyor üstüme. Hiç sahip olmadıklarıma ve asla olmayacaklarıma doydum artık, var olmayan tanrılardan bitkin düştüm. Hiç girmediğim bütün savaşların yaraları var üzerimde. Sarf etmeyi hayal bile etmediğim çabalar, etimi bitap bıraktı.
559 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.