“Neydi kitap? Düpedüz dolandırıcılık aracı... Doğruluk yazar, mertlik yazar, insanlık, kardeşlik, sevgi, acıma yazar. Bütün tutamadığımız, çiğnediğimiz, alay ettiğimiz şeyleri yazar. Oysa ben, kitaptan kaçıyor değil miydim?”
“Tüfeğini deppoya koydular,
Esvabını başkasına verdiler.
Artık ne torbasında ekmek kırıntısı,
Ne matrasında dudaklarının izi;
Öyle bir rûzigar ki,
Kendi gitti,
İsmi bile kalmadı yadigar…”
“Güçlüklere, bir başına da olsa, karşı koyan insan kuvvetli insan olmalı. Ben bunu yalnız kalıp da ümitsizlik içinde olduğumu hissettiğim anlarda daha iyi anladım.”
Bazı kitaplar vardır bir çırpıda okuyup bitirirsiniz. Bu kitabı ise tam tersine uzun bir zaman ayırarak sindire sindire okumanız gerekiyor. Çünkü kendi hayatınızla kıyaslama yapıyorsunuz, içerisinde yer alan sorular üzerine düşünmeniz gerekiyor. Bu nedenle daha sessiz sakin ve sadece kendinize vakit ayırdığınız bir zaman diliminde okumanızı tavsiye ederim.
Kitapta “İç Ana-baba” ve “İç Çocuk” açısından bir değerlendirmeye gidilmiş. Gerek anne-babalar gerekse gençler için bir yol gösterici niteliğinde. Oldukça beğendiğim bir kitap.