Evet artık içime kapanık biri olmaya başladım bunu kabul ediyorum. Napalım hayat şartları bizi bu hale getirdi. Dost kazığı, ihanet, insanların dengesizliği bizi bu hale getirdi. Eskiden bin nasihatle değiştirimediğim huylarımı canım yanınca çok çabuk değiştirdiğimi farkettim... Eskiden neşe dolu, arkadaş canlısı ve sosyal bir insanken artık kimseye öyle davranmak istemiyorum. Gülüşümle etrafıma dizilenler, gözyaşı görünce uzaklaşıyorlar benden. Olsun canları sağolsun. Eskiden herşeye yorum yapar, eleştirir ve konuşurdum ama artık ağzımdan tek harf bile çıkmasını istemiyorum. Eskiden sosyal medyada herşeyimi ve başarılarımı paylaşırken, artık hiç kimse hiçbir şeyimi bilmesin istiyorum. Bazı şeylere diretmeyi bıraktım ve vazgeçmeyi öğrendim. Sessiz sedasız yaşamak daha cazip geliyor artık bana, tek fani dostum kitaplarım... İnsanlardan kaçıp, kitaplara koşuyorum... Sadece içimi dökmek istedim, zaten hiçbirinizi de tanımıyorum. İyi geceler 🌙
O kadar çok anlaşılmak istiyoruz ki, o kadar çok istiyoruz ki derin kuyularımızda aslında yalnız olmadığımızı görmeyi. Bağırıyoruz avaz avaz, kimse duymuyor.. bir kimlik bulmaya çalışıyoruz önce bu kimliğe kendimizi inandırıp sonra başkaları inansın diye çabalayıp duruyoruz. O kimliklere inanıp o kimliklerin ardına sığınıyoruz. Bir kabul
Salonda yirmi yedi erkek, on altı kadın yatıyor. Kadınlardan hiçbiri bu sabah yüzünü yıkamadı. Erkeklerin çoğu banyoya gitti; kadınlar sadece makyaj çantalarını çıkarıp kiri pudrayla kapattılar. Soru: Cinsiyetler arasında ikincil bir ayrım mı bu?