Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Yazarken
Düşünüyor insan yazarken- gerçekten bunları benden başka okuyacak kimse var mı diye. Yani laedri olarak gönderebilirim tabii ki her daim dünyaya, ama benim altımda benimle alay etmeden okuyacak, benim yazdığımı bilecek... İşte burada duraksıyor insan. Etrafta başkaları da varken yazmak çok garip değil mi? Sanat sanat içinse yazmak da benim için
Statü sahibi güzel kadın - ezik ve çirkin adam ilişkisi
Şimdi bu yazacağım şeyler çok özel şeyler ama keşke tüm başarılı, zeki, statü sahibi, üst segment kadınlara duyurabilsem diyeceğim, defalarca tecrübe ile sabitlenmiş çok önemli bilgiler. Eğer toplum içinde eğitimiyle, zekasıyla, kültürüyle, yeteneğiyle, maddi kazancıyla ve biraz da tabi güzelliği ile çok sivrilmiş, her yönden hiçbir eksiği olmayan
Reklam
Barnabas İncili’nin akibeti nereye varacak?
Barnabas İncili’nin akibeti nereye varacak? 1983 Kışında, Şırnak'ın Uludere kazasına bağlı "Kela Memo" mevkiinde av köpekleriyle avlanmaya çıkan Timurhan Ağa ve adamları bir ara köpeklerini kaybederler. Köpeklerinin yeraltı gibi bir yerden seslerini işitirler. Mağara gibi bir yerden girdiklerinde aşağıya doğru yol olduğunu
Uzak
Kuru otlar üstünde oturan kızıl saçlı bir kız gördüm sanki her şeyden haberdarmış gibi oturuyordu gün batımının geri de bıraktığı birkaç şeyle. Sonra yanına geçip oturdum gitmek istemiyordum ama yinede gittim. İyi misin diye sorduğum da bilmiyorum dedi. Sonra buralardan gitmek istediğini söyledi, göğün kırmızıya çalan canlı havanın altında biraz konuştuk. Ona baktığım da ki gözler neyin habercisiydi bilmiyorum, bilmesem daha iyi herhalde ama oralarda bana yer yoktu. Sonra kalkıp gittik ve kararan günün içinde toprağın çizgilerine karışarak geleceğin dünyasına doğru silinip gitiler yeryüzünden.
785
Kırmızı Pazartesi'de Gabriel Garcia Marquez, pazartesi günü işlenen ve herkesin önceden bir cinayeti konu eder! Evet herkesin önceden bildiği ama kimsenin müdahale etmek, faili durdurmak ve hatta kurbanı uyarmak gibi bir çabası olmayacak bir duyarsızlık ve çabasızlıkla dolu bir kasaba halkından bahseder! Şimdi bu da nereden çıktı diyeceklere
Mustafa Kemal Atatürk'ün fotoğrafları bize ne söyler?
iki üç gündür biraz hastayım. bu süreçte kitap okuyamadım. uzun süre kitabın başında duramadığım için kitap okuyamadığım bu sürede aklıma geçenlerde
Fotoğraflarla Atatürk
Fotoğraflarla Atatürk
kitabını okuduğum/fotoğraflarına baktığım geldi. ben genelde Mustafa Kemal Atatürk'ün fotoğraflarına bakarken o zaman gerçekleşen
Reklam
içten gelen.
Değerli 1k üyeleri içimden gelen bazı şeyleri sizinle paylaşmak istiyorum. Bu gün akşam saatlerine doğru şehirden evime doğru gelmek için yolcu minibüsüne bindim. Evet bildiğimiz o eskiden olan yolcu minibüsleri hani şu her gün köyden şehre, şehirden köye gidip gelenlerden. Benimle beraber 12/13 adam vardık minibüste selamlaşma faslından sonra
Köprülüzade Fuad, Arap harflerinin yerini Latin harflerinin alması fikrine muhalif bir zat imiş. Bu konuda da beyanları sözlü ve yazılı olarak varmış. Fakat bir gün kendisinin Sultanahmet’teki ikametgâhına Mustafa Kemal bizzat gitmiş. O akşam ne kadar konuştularsa konuşmuşlar. Ertesi sabah Köprülüzade Fuat, Latin alfabesi lehine bir yazı yazmış.
400 bin liraya almışız 2+1, 75 m² daire çoğumuz değil dünyayı, kendi ülkemizi bile gezmemişiz görmemişiz. En büyük hayalimiz mobilyalarımızı yenilemek, arabamızda cep telefonumuzda bir üst modele geçmek. Sizin hiç her şeyini satıp dünyayı gezmeye çıkan bir yakınınız oldu mu? benim olmadı.(Çok nadir vardır belki) Yılbaşı çekilişleri öncesi "büyük ikramiye" ile ilgili sokak röportajlarını bir izleyin lütfen, insanlarımızın hayallerini dinleyin. "Daha büyük bir ev, son model araba, onu alırım, bunu alırım v.s" Daha hayal kurmayı bile bilmiyoruz biz. Kendi yarattığımız konforlu hapishanelerde yaşamak, son model arabaya binmek, yeni mobilyalar almak bizim hayalimiz bu. Çünkü hayatları boyunca ev araba taksiti ödeyen, hiç çılgınlık yapmamış, hayal kurmaya kalksak "başımıza icat çıkarma" diyen ebeveynlerle büyümüşüz. Sigortalı bir iş, yeni kıyafetler, telefon, bir araba ve 10 yıl ona çalışacağınız bir ev için hayatınızı satmayı öğretmişler. Ev, araba almayı hayatınızın tek amacı haline getirmişiz. Hayattaki tek motivasyon kaynağımız o g*rizekalı yaptıysa ben de yaparım dı ama o yaptı biz başaramadık. Çünkü onun dayısı vardı. 12 ay kredi çekilerek gidilen 10 günlük tatiller 1 telefon için 24 ay taahhütler, kazanmadığını harcamalar, hayattaki tek tatmin noktasının Tv dizileri haline dönüştürülmesi ve televizyondakilerin aşklarıyla tatmin olup, gezgin programlarıyla dünya'dan haberdar olan bir toplum mutlu olamazdı. Mutlu olamadık.. #alıntı
SEVGİLİ Y... KONSERVE
Sevgili Y... Konserve, Belki Sayın Y... Konserve demem gerekirdi. Bir tüzel kişiliğe sevgili diye hitap etmek uygun görülmeyebilir. Ama bence sorun olmaz bu, olmamalı. İnsan yeri geldiğinde bir konserveyle ilişkisini türlü kurumsallıkların ötesine taşıyabilmeli, öyle değil mi? Sevgili Y... Konserve, belki inanmazsın ama ben bir roman
Reklam
Yeni Diyalektik
_Tanrı, ilk ateisttir. Ateistler _Tanrı, ilk masondur. Masonlar _Orospu çocuğu. Marques de Sade _Herkesin tanrısı kendine benzer. Yamyamların tanrısı bir yamyam; savaşçıların tanrısı bir savaşçı; hırsızların tanrısı hırsız; aşıklarınki de aşk tanrısı olacaktır. Ralph Emerson _Trakyalılara göre tanrı, sarışın ve mavi gözlüdür. Öküzlerin elleri
Normalde "Nasılsın?" Sorusuna "iyiyim" derdim. Depremden sonra nasılsam onu diyorum. Sormaya cesareti olanın da dinlemeye cesaretinin de olması gerekir. Sadece dinlenmek istiyordum. İçim o kadar dolmuştu ki derste, sağda solda, bir kaldırım taşı üzerinde ağlamaya başladığım anlar oluyordu. Ve bu tamamen benim kontrolümün dışında oluşan bir durumdu. Ben de anlatmaya başladım. Göründüğüm kadar iyi, sanıldığı kadar kötü değilim. Yardım etmek mi istiyorsunuz o zaman beni dinleyin demeye başladım. Evet, asla yaşadıklarımızı tamamen anlatamam, anlatırken ağlamaya başladığım anlar da oldu. Çünkü anlatılamayan acı ağlatır. Bu sürede de hiç tanımadığım, varlığından bile haberdar olmadığım ama beni düşünen insanlar tanıdım. Tabii o kadar toz pembe değil kötü muamale gösteren insanlar da oldu ama kötü kendine kötü arkama atıp devam ettim yoluma bana, yaşadıklarıma saygı duyan insanlarla. Ve şu anda benim muhabbete dalıp çay soğutuğum birçok arkadaşım var. Önceden yardıma ihtiyacım olmadığını her şeyi kendi başıma yapmaya çalışan bir insandan bana "Yardım eder misin?" Diyebilmeyi öğrendim. Hayat ne getirir bilmiyorum ama yaşanılan her imtihan kulun ders alması için... Zor bir süreçti ama bunun mükâfatını da gördüm elhamdülillah.
Nursel

Nursel

@Nursel_co
·
14 Aralık 2023 10:49
Lafın gelişi “iyiyim “ demeyin... Demek zorunda da değilsiniz.. Nasılsın ? Diye soran varsa samimice dinlesin. Akıl vermesin Eleştirmesin Yargılamasın... Önce sorup, “aman boşver" demesin. Her şey kafada bitiyor demesin... Bunları takma demesin.. Sadece dinlesin, Önemsesin, şefkat göstersin...💙
282 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.