Hacer Şener

Hacer Şener
@hacer_05
Sezai Karakoç şiiri, bize yitirdiğimiz suyu buldurabilir. Bir ilkbahar gibi çiçeklerimizi tazeleyebilir. Güneşle ve inciyle yeniden tanıştırabilir. Kalbimize, karşılıksız çarpmayı öğretebilir. Eşyaya ve insana yeni bir maya katabilir. İnceliklerin kapısı olan bu şiir, ruh susayışımızı giderir yahut "yıkar çirkefe batmış insan ruhunu", "Ölümün ötesini bir rebab gibi çal"mayı öğretebilir. Bu şiir bizi, "Tanrı'dan razı olanların şöleni"ne "vaktin kılıçtan keskin son töreni"ne çağırır ve dâhil edebilir.
Reklam
"Liliyâr" şiirindeki "Ekmek ne kadar Allah'ınsa Lili de o ka-dar Allahın Lili" dizesiyle hayatın, nimetin, mülkün gerçek sahibinin Allah olduğu bir kez daha hatırlatılmış olur.
Kirlenmiş dünyamızı ve ruhumuzu arıtmak için havuzlarımıza soğuk sular düşüren; bahçemizin göğünden dut kuşları, incir kuşları geçiren; narlarımızı kızartan; ölümsüz asmalarımızdan üzümler sarkıtan bir "dağ çağrısı"nın habercisi...

Reader Follow Recommendations

See All
Ben bir köprü parmaklığına dayalı bekliyorum Bir piknik dönüşü gelip bu köprüden geçersin diye bekliyorum Sezai Karakoç
kendi canından olanların boğazlarından kısarak ona görderilmesinin doğru olup olmadığını içinden tartışarak, çocuklarından biriyle bir büyük kåse sıcak çorba gönderdi. Martin nasıl bunların değerini bilmemezlik edebilirdi, eğer dunyada yardımseverlik diye bir şey varsa, işte bu oydu.
Reklam
Yüreksiz; kafalarına doldurulmuş olan küçük ahlak değerlerinin gevezeliğini yapan ve yaşamı yaşamaktan korkarlar. Onlar seni sevecekler Martin ama kendilerinin o küçük ahlak değerlerini daha çok sevecekler.
Senin kalbin, sultanının adaletiyle mamur bir iklime benzer.
Sayfa 273
İbn Haldun, İslâm âleminin yetiştirdiği en büyük filozof ve tarihçi, bütün insanlığın da gelmiş geçmiş en büyük düşünürlerinden biridir. Philip K. Hitti
Görüyoruz ki, İslâm'ın dini inanışlarını paylaşmayan on ikinci yüzyıldaki Hristiyan Roma heykeltıraşları gibi sanatçılar da, hatta dine tam bir ilgisizlik duyan sanatçılar bile, dine bu kadar sıkı sıkıya bağlı olan İslâm sanatında sadece şekilci formüller değil, temel beşerî konuları da bulabildiler.
Reklam
Biz, kardeşlerimizi ölürken tanıyan bedbahtlardık
Aşkın çilesi büyük dayanakmış. Hiç olmazsa çilesi varsa aşkın kendisi de varmış.. Mahiyeti meçhul gölde boğulmakmış boğulmakların en emniyetlisi. Hiç olmazsa ümit varmış. Ümit gayret, o da ısrar demek. Aşk yok olmasın diye ne kadar gayret sarf etmiş, ne kadar ısrar etmiştim ben. Oysa aşkın çilesi de aşılabilirmiş. Çilenin de üstünde çile varmış. Bunu fark ettiğimde aşk dahil bütün dayanaklarımı kaybettim. Aşkın çilesini küçümsedim.
Sayfa 245Kitabı okudu
Onu severken anladım güzelliğin ne olduğunu. Akşamın kısacık vaktinde, şahitlik eden parmağıma batıp da, zor şartlarda aldığım abdestimi bozan gülün dikenini sever gibi sevdim onu. Sonra, vaktin çıkmasına çok az kala yeniden bulduğum bir suyu sever gibi.
"Bizi takip etmeyin, biz de kaybolduk!" seslerini artık ciddiye almak zorundayız. Bu toprakların bize sunduğu ruhun asıl gücüne, asıl yürek atışına kulaklarımızı dayamalıyız. Kim yapacak bunu? Gücün kof kabuğu altında tükenmiş kültürü kim diriltecek? Bunu, bu konuda şu ana kadar yeterli duyarlılığı gösterememiş, bu duyarlılığı kurumsallaştırmayı becerememiş olan yerliler başaracaktır. Şimdiye kadarki aksaklıklarından, eklem kireçlerinden, beyin romatizmalarından arınacak olan yerliler.
Gözlerimizi yumarız; bütün mesele burada başlamaktadır. Gözlerimizi yumarak baktığımızda, işte o dolaysız bakıştır.
42 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.