Kitapları seviniz; onlar, yaşamınızı daha çekilir hale sokacak, düşüncelerin, duyguların ve olguların dolaşık ve gürültülü karmaşasında yolunuzu bulmaya yardım edecek.
İnsan, ne kadar acı olursa olsun, bir mecburiyeti kabul ettikten sonra içine sükûn ve tevekkül geliyor. Hayrullah Bey'in omzuna başımı dayayarak odaya girerken, ne gönlümde heyecan, ne gözümde bir damla yaş vardı!
Ah, bu erkekler! Hepsinde aynı gurur, aynı kendini begeniş. Bizim de bir kalbimiz olduğunu, bizim de "mutlaka" isteyecek bir şeyimiz olabileceğini, bir türlü akıllarına getirmek istemiyorlar.
Bana göre bir insanın yüceliğini gösteren şey amor fati/kaderini sevmektir. ne geçmişte, ne gelecekte ne de sonsuzlukta tek bir şeyin bile farklı olmasını istememek. Zorunlu olana ne sadece tahammül etmek ne de onu saklamak... yalnızca sevmek.
Friedrich Nietzsche
DURAĞANLIĞI SEVİYORUM. Yavaşlığı. Hiçbir şeyin olmadığı zamanları. Göğün maviliğini. Temiz havayı içime çekmeyi. Trafik gürültüsünün içindeki kuş şakımalarını. Yalnız ayak seslerini. İlkbaharda bir isyanla patlayan çiçekleri. Sessiz geçen zamanların ölü zamanlar olduğunu düşünürdüm. Şimdi capcanlı geliyorlar. Yere uzanıp dünyanın kalp atışlarını dinlemek gibi.