Mülk-ü Osmani'nin 7. Sultanı, Konstantiniyye'yi Fetheden Kayser-i Rum, Ebu'l Feth, Şanlı Sultan, II. Mehmed Han Hazretleri.
İmparatorluğu'nun gerçek kurucusu olan Fatih Sultan Mehmed Han döneminde Devlet-i Aliyye bir dünya gücü hâline geldi. Fatih’in hükümdarlık dönemi tarihçilikten edebiyata, mimariden medrese eğitimine,
Geçenlerde bir köşe yazısı okudum. Yazarı dindar bir edebiyatçı... "yaratmak" fiili insanın yaptıkları için kullanılabilir mi onu tartışıyor.yazıyı okurken bu konudaki dini hükmü ne zaman nakledecek, onu bekledim. Maalesef yazar,bir akaid meselesi olan bu konuda hiçbir dini hükmü zikretmeden yazıyı bitiriyor.bunun yerine yaratmak fiilinin Türkçe sözlüklerdeki anlamlarına bakarak fetva vermeye çalışıyor. Hatta"halk, hilkat, Halık"gibi kelimelerin bile anlamlarına bakma zahmetine girmiyor. Yazısının sonunda da fetvayı veriyor: "yaratmak "fiili insanlar için de kullanılabilirmiş. Peki,dindar bir yazarın dini bir meseleyi ele alan bu yazısında din nerede? Yok. Allah, Resul, ashap, ulema,urefâ nerede?Yok. Ayet, hadis, icma,kıyas nerede? O da yok. Tefsir, hadis, sîret,akaid, fıkıh,irfân nerede?Hiç yok.yani yazar dini hiçbir atıfta bulunmadan dini bir meseleyi çözmeye cürret ediyor.Dini bir hükmü 2-3 sözlüğe bakarak kafasına göre vermeye çalışıyor
İSTİRÂK-ı SEM‘ استراق السمع
Şeytanlarla cinlerin gökten haber öğrenmek amacıyla kulak kabartmaları anlamında bir tabir.
Sözlükte “gizlice almak, çalmak” mânasındaki serak (serika) kökünden türeyen ve aynı anlamı taşıyan istirâk ile “işitmek, işitme duyusu, kulak” mânasındaki sem‘ kelimelerinden oluşan istirâk-ı sem‘ (istirâku’s-sem‘), “gizli
Sergüzeşt basit bir aşk kitabı değil. 19. yüzyıl sonunda Osmanlı imparatorluğunda hala sürmekte olan esir ticaretinin birey ve toplum hayatındaki yıkıcı etkisini gözler önüne süren sosyolojik bir eleştiri. Sayfa sayısı az olmakla birlikte derin bir içerik barındırıyor. Servet düşkünü efendiler, Aydın geçinip vicdani- kültürel değerlerini yitiren