Mazlum kendisine haksızlık edene o kadar
beddua eder ki onunla dengeye gelir.
Sonra haksızlık edenin onda hakkı kalır ve onu
kıyamet gününde ondan ister.
Hadis-i Şerif
Resûlullah ﷺ buyuruyor:
"Allah'ın dinini dert edinenin,Özel dertlerini Allah satın alır. Allah'ın dinini dert edinmiyeni Allah kendi dertleriyle başbaşa bırakır.."
Hadîs-i Şerif/Hakim
Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular:
“Ben, haklı bile olsa münakaşayı terk eden kimse için Cennet’in kenarında bir köşke kefilim. Şaka bile olsa aslâ yalan söylemeyen için Cennet’in ortasında bir köşke kefilim. Ahlâkını güzelleştiren için de Cennet’in en üst derecesinde bir köşke kefilim.”
(Sünen-i Ebû Dâvûd)
Efendimizin (s.a.v.)
sıklıkla yaptığı duadan bir kısım:
اللَّهُمَّ إِنِّي أَعُوذُ بِكَ مِنَ الْهَمِّ وَالْحَزَنِ
Allahumme inni eûzubike minel hemmi vel hezeni
“Allah'ım! Geçmişin üzüntüsünden, geleceğin sıkıntılarından sana sığınırım."
(Buhari)
1415. Ebû Zer radıyallâhu anh şöyle dedi:
Resûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem bana:
“Allah’ın en çok hoşlandığı sözü sana bildireyim mi? Allah’ın en çok hoşlandığı söz, sübhânallahi ve bi-hamdihî demektir”, buyurdu.
Müslim, Zikir 85.
Resûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Bir müslüman (veya mü'min) abdest aldığı zaman, yüzünü yıkarken gözleriyle işlediği günahlar abdest suyu (veya suyun son damlası) ile dökülür gider. Ellerini yıkadığında elleriyle işlediği günahlar abdest suyu (veya suyun son damlası) ile dökülür (öyle ki kişi bütün günahlardan arınır ve tertemiz olur). Ayaklarını yıkadığında da, ayaklarıyla işlediği günahları abdest suyu (veya suyun son damlaları) ile akıp gider. Nihayet o müslüman günahlarından tamamıyla arınmış olur."
Allah rahmeti yüz parça yarattı. Bu
rahmetten doksan dokuzunu yanında tuttu. Yeryüzüne (bu rahmetin) sadece bir parçasını indirdi. İşte bu bir parça
sebebiyledir ki yaratıklar birbirine
acımaktadırlar. (Öyle ki) at, (hayvan)
yavrusuna basmamak endişesiyle
ayağını bu rahmet sayesinde kaldırır.
Buhâri, Edeb, 19, Rikâk, 19
"Sakın ola herhangi birinizi benim bir emrim ya da yasağım kendisine ulaştığı zaman oturduğu yere yaslanmış olarak ' Biz onu anlamayız, biz ALLAH'ın kitabında ne varsa sadece ona uyarız. ' derken bulmayayım."
{+Hâkim, Müstedrek, 1/172-}