On yedimde reşit olma heyecanı sarıyor bedenimi.
On sekizimde ise aslında bunun heyecanlanılması gereken bir durum olmadığını anlıyorum.
Evet bazı şeylere hak kazanıyoruz belki, biliyorum.
Ehliyet almaya mesela...
Fakat yaşamaya değil!
Görsel sanatlar dersinde patates boyama yapmak istemiyorum.
Bir kilo patatesin kaç lira olduğundan haberi yok bu insanların.
Annem ziyan diyor.
Dinim ise israf...
Pahalı boyalar da çekmiyor canım.
Bir kurşun kalemle ne yapabilirim?
İşte, bana bu lazım.
Çünkü yüzde yetmişimiz su olan bizler de bulunduğumuz kapların şeklini alırız.
Lakin, biraz geç alırız.
Koy küheylan gibi adamı iki yüze yetmiş bir kutuya...
bir bakarsın, bir ay sonra şeklini almış.
Yani, mesela...