Vakıf-ı Kebir(Büyük)
Vakfıkebir var Trabzon'da, siz daha çok ekmeğini bilirsiniz, hani yol boylarında "on beş gün bayatlamayan ekmekdiye satıyorlar." "Biliyorum" dedim. "Hah, o Vakfıkebir, adını kestane karasına borçlu biliyor musun? O zamanlar Şehzade Selim Trabzon'dayken annesi Gülbahar Sultan oğlunu ziyarete gelmeye kalkar İstanbul'dan biner gemiye, oradan Trabzon'a gelecek. Yaklaşacakları sıra, bir rüzgâr, bir firtina... Kestane karası... Gemi denizin üzerinde sallanır da sallanır. Gemi batarsa hali harap kaptanın... Düşünsene, sultan batacak! Denk geldiği ilk liman olan Büyük Liman'a sığınır kaptan. Gülbahar Sultan'ı sağ salim gideceği yere değilse bile en azından karaya ulaştırır Gülbahar Sultan da o toprakların gelirini kurduğu vakfa bağışlar. Ondan sonra da bu limanın adı Vakfıkebir diye söylenmeye başlar …
Sayfa 116 - Doğan KitapKitabı okudu
317 syf.
·
Not rated
Ders gibi bir kitap!
Bu kitabı ülkemizi, dini ve laiklikle olan bağını anlamak isteyen herkesin okumasında fayda var. Ben okuduğum zaman ilk şunu hissettim "Keşke bu kitabı daha önce okusaydım" Çünkü, ülkemizde din ve laiklik konusu hep tartışılmıştır. Hala tam olarak herkes tarafından kavranabilmiş de değildir. Hah, işte bu kğitap tam o köşe başında aradığımız adres. Tabelasında ise "beni oku ve kafanda şekillenecek konulara hayran kal" yazıyor. Yazarın naif ve öğretici dili sizi bir önceki çağa götürüyor ancak bugünü de tüm gerçekleri ile aktarıyor. Ben Ali hocanın "Gençlerle Başbaşa" kitabını da okumuştum. Oradaki tavsiyeleri de bugün hala günceldir.
Din ve Laiklik
Din ve LaiklikAli Fuad Başgil · Yağmur Yayınları · 2015243 okunma
Reklam
Ben de bırakabilsem keşke...
Güzel başlayan bazı romanlar ilerledikçe sarpa sarmaya başlar da bir umut okumaya devam edersin ya, hah işte ben öyle yapmayı bıraktım.
Kibri büyük, ruhu fahişe küçük beyinli şeytanlara gelsin.
Şeytanın Avukatı filminde, iblise can veren pek meşhur abimiz Al Pacino diyor ya; “Kibir, en sevdiğim günahtır!” diye… Hah! İşte bu söylem, günümüz gerçekliğiyle, ne de güzel örtüşüyor, herkes inadına bencil ve olabildiğince kibirli, tek doğru benim, biz hep haklıyız kafası, kocaman yanlışlara yol açıyor oysa…
Senin sayende değil, sana rağmen kazandım 2020de
ve ondan sonra oldu ne olduysa, her şey kehanet 2020de başladı senin eserinim a*nne. şu an bu hâldeysem senin yüzünden. başka kimsenin suçu, gözü, nazarı, b*üyüsü yok. hepsi senin. yapıyo yapıyo bu hâle getiriyor sonra da dalga geçiyor kınıyor başarısızım diye. ablanı kıskanıyorsun diyo. bahsedilen kıskanılan a*bla. Allah belanı(ızı) versin. adımı sayıklayarak geber(in). Orospu(lar). onu şımarık ve mutlu büyüttü beni ise doğurup attı. kendi kendime büyüdüm, kendi kendimi eğittim. ama iyi ki sen büyütmedin eğitmedin beni. Mazallah senin gibi bir orospu olurdum. bana her gün bela ve beddua okuyor. istisnasız her gün ve durup dururken. telefonda bile taa 18 saatlik mesafe uzaklıktan, 1120 km'den dahi bela okuyor kapatıyor telefonu. napmış olabilirim 1000 km'den kendilerine . gerçekten bunu da anlamıyorum. Ne mi yaptım? Engelledim numaralarını. İnşallah bir gün o günlük okuduğun belalardan biri ya da birkaçı gerçekten de tutar da o zaman rahatlarsın. vicdan azabıyla geberirsin dicem de yok ya ne vicdanı. Bir orospuda vicdan mı olur? Olmaz Hah bi de mesela tuttu diyelim bedduaları hah dicek ki işte ben iyi bir anneyim benim ahımı aldı ondan böyle. hıh yok öyle bi bilgi. duaların kabul olma saati diye bir şey var diyorlar yetkililer, isterse en inançsız insan beddua ya da dua etsin duaların kabul olma saatine denk geldiyse o beddua kabul olur. ya da baba ya sen de geber ya sen de aynısın artık. bi seni severdim ama yok. Valla sen de geber. ~tüm yanlış sevilmiş yalnız çocuklara... armağan.
Ne diyordum... Hah! Şey diyordum... "Beni unutma!"
Reklam
1,000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.